Çanlar reel sektör için çalarken sıkılaştırma nereye kadar sürebilir?
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan, sanayi sektörünün içinde bulunduğu durumu Gazete Oksijen’deki röportajında şöyle tarif ediyor: “Son bir buçuk aydaki gelişmeler bizi başladığımız noktaya getirmese bile, tüm reel sektörde ekonomik program hedeflerinden uzaklaşılan bir noktaya gelindiği endişesi var. Rezervleri korumak ve tekrar toparlayabilmek adına alınan önlemleri tedirginlikle izliyoruz. Çünkü bu önlemler, bir buçuk yıldır büyük özveri gösteren sanayi sektörü için yeni bir süreç yelpazesi açıyor” diye özetliyor durumu. Zorluğu tarif ederken insaflı davrandığını söylemek gerek…
Sanayi sektörünün durumu gerçekten vahim
Röportajın devamında, Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu çıkmazın farkındalığını hissediyorsunuz. Şöyle devam ediyor: “Ülkemizin enflasyonla mücadeleden taviz verme lüksü yok. Ama bunu söylerken, enflasyonla mücadelede en ağır sorumluluğu yüklenmiş olan sanayi sektörünün; sorumlusu olmadığı ve hak etmediği böylesine yüklü bir bedeli ödemesi noktasındaki takatinin de, kapasitesinin de, sınırının da sonuna geldiğinin her kesim tarafından iyi bilinmesi gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum.”
Diyeceksiniz ki: “Ya işsizler, ya emekliler, ya asgari ücretliler ve asgari ücretin sadece bir tık üzerinde maaşa mahkûm edilenler ne yapsın?” Haklısınız, ancak reel sektörün içinde bulunduğu durum bu denli vahimken, çalışanların daha iyi ücretlerle iş bulmasını bir yana bırakın, işsiz kalma tehlikesiyle burun buruna kalacakları bir sürece giriyoruz. Bu sebeple, Bahçıvan’ın uyarısı önemli ve başkanlığını yürüttüğü İSO’nun pek çok büyük ölçekli sanayi şirketini temsil ettiğini de unutmamak gerek.
Lokomotif sektörlerde kırmızı alarm veriliyor
Türkiye sanayiinin lokomotif sektörlerinden tekstil ve hazır giyimde durum daha da vahim. Triko Sanayicileri Derneği Başkanı Mustafa Balkuv şöyle diyor: “Galiba artık sözün bittiği yerdeyiz. Ülkemiz, neredeyse dünyanın en pahalı ülkesi haline geldi. Üretim gücümüz hızla erozyona uğruyor. Firmalar küçülmeye gidiyor. İki yıl sonra üretim yapacak şirket kalmayacak. Sektör, son iki yılda 650 milyon dolarlık kayıpla alarm veriyor. Sadece ayakta kalmak için üretim yapıyoruz.”
Yine iki lokomotif sektörde de alarm zilleri çalıyor. Türkiye’nin önde gelen elektronik eşya üreticisi Vestel, 2 bin çalışanının işine son verdi. Bu rakam toplam çalışanların yaklaşık yüzde 10’una denk geliyor. Şirket hakkında dedikodular artarak sürüyor ve 1.5 milyar dolarlık varlığını satışa çıkardığı iddia ediliyor. Türkiye’nin en köklü şirketlerinden beyaz eşya üreticisi Arçelik’in 2025 ilk çeyrek rakamları da ciddi bir gösterge olarak okunmalı. Şirket, 2025 yılının ilk çeyreğinde 1.6 milyar TL net zarar açıkladı. Piyasa beklentisi Arçelik’in ilk çeyrekte 885 milyon TL zarar açıklaması yönündeydi.
Bakanların pek övündüğü, ki gerçekten de reel sektörde öne çıkan savunma sanayiine yönelik üretim yapan şirketler arasında bile konkordato........
© İlke TV
