menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

COP30 hakkında bir mekansal eleştiri denemesi

11 1
25.11.2025

BM’nin resmi COP30 Zirvesi ile Halklar Zirvesi’nin (People’s Summit Towards COP30) iklim krizine karşı uluslararası düzeyde iki ayrı politik odağa dönüştüğünü önceki yazımda anlatmaya çalışmıştım. Türkiye’den İklim Adaleti Koalisyonu olarak Belem’deki Halk Zirvesi’nin katılımcıları ve sonuç deklarasyonunun imzacıları arasında yer alırken resmi COP30 Zirvesi’ni de ziyaret etme ve inceleme fırsatımız oldu. Doğrusunu söylemek gerekirse her iki zirve arasındaki mekânsal plandaki ayrışma, kimin nerede durdurduğunu anlamak için kılavuz işlevi görüyor. Belem’de iki farklı mekandaki iki ayrı dünyada bambaşka politik tutumlar alındı. İdeolojik düzeydeki bu ayrışmanın bütün netliğine rağmen iki zirve organizasyonu arasında kalın duvarlar ve büyük mesafeler yoktu. Aksine bizim açımızdan garipsenecek kadar bir diyalog ve etkileşim vardı. Brezilya’nın siyasal kültürü ve Lula Hükümeti’nin özel diplomatik çabaları bu iki politik odak arasındaki ayrışmayı karşılıklı bakışım ve bütünlük içinde yürütmeyi başardı. Türkiye gibi siyasetin sert kamplaşmalarla yapıldığı, siyasi partiler arasında selam verme ve tokalaşmanın olay olduğu bir ülkeden giden bizler için farklı politik odakların bağımsızlıklarını koruyarak bir arada iş yapabilmelerine tanıklık etmek ilginç bir deneyim oldu.

Mekânsal plandaki politik tercihler, COP’un yapılacağı ülkenin seçimiyle başlıyor. Küresel bir halkla ilişkiler kampanyası olarak organize edilen COP için iklim krizinin küresel vitrindeki algısını yönetmek adına yer seçimi giderek belirleyici rol oynuyor. Avustralya, bu yüzden adaylığını Pasifik’teki ada ülkelerinin yok olacağı üzerinden vitrine sundu. Türkiye ise orta kuşak ülkesi olarak iklim krizinden en çok etkilenen bölgede yer aldığını belirterek adaylığını gerekçelendirdi. Bu açıdan Amazon, dünyanın en büyük orman ve biyoçeşitlilik varlığı ile karbon yutak alanı özelliği sayesinde Brezilya için çok zengin iklim zirvesi motifleri sağladı.

BM Zirvesi, Amazon’un bir parçası olan Belem’de şehrin merkez parkının içine inşa adilmiş bir kapalı alanda yapıldı. FİFA ya da Formula1 gibi organizasyonlara benzeyen altyapı hazırlıklarıyla onlarca futbol sahası büyüklüğündeki devasa kapalı alanlar inşa edilmişti. Havaalanına indikten itibaren zirve için makyajlanmış bu mekânsal kurguya dahil oluyorsunuz. Şehrin sokakları boyanmış ve grafitiler bile ihale yoluyla yenilenmiş görünüyor. Resmi delegasyon kentin güvenli mahallelerindeki iyi otellerden COP için giydirilmiş son model araçlarla binalardaki yerli halk posterlerine ve genelde papağan kullanılan hayvan resimlerine bakarak özel güzergahlardan kapalı COP alanına geldiler. Film setini andıran bu alan o kadar yalıtık ki dünyanın herhangi bir yerinde de inşa edilebilirdi. Merkez parka sadece birkaç yüz metre mesafede demir parmaklıklı yoksul evleriyle........

© İlke TV