menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yunus Behram yazdı | SDG’nin Suriye Ordusu’na entegrasyonu üzerine bir değerlendirme

11 5
13.10.2025

Suriye’deki çatışmanın 15. yılına yaklaşılmasıyla birlikte, sahadaki en etkili askeri ve siyasi aktörlerden biri olan SDG’nin geleceği, hem bölgesel hem de uluslararası güç dengeleri açısından kritik bir konu haline geldi. SDG, sadece askeri bir oluşum olmanın ötesinde, kendine özgü siyasi ve sosyal bir proje olarak ortaya çıktı. Bu proje, özellikle özerklik ve demokratik katılım ekseninde şekillenmiş olup, farklı etnik ve dini toplulukları kapsayan çok katmanlı bir yapıya sahip. Ancak bu yapının meşruiyeti ve sürdürülebilirliği, hem iç hem de dış aktörlerin tutumları nedeniyle sürekli tartışma konusu haline geliyor.

SDG’nin doğası ve politik projesi

SDG, 2015 sonrasında özellikle IŞİD’e karşı verilen mücadelede ön plana çıktı ve bölgesel bir güç olarak konumunu sağlamlaştırdı. Ancak SDG’nin önemi, sadece askeri başarılarına değil, aynı zamanda Suriye’nin geleceğine dair sunduğu alternatif devlet yapısı ve yönetişim modeliyle de ilgili. Bu model, merkezî otoriteye karşı yerel özerklik ve demokratik katılımı savunuuyor, çok kültürlü bir anlayışı temel alıyor. Fakat bu yaklaşım, Şam rejimi tarafından devlet bütünlüğüne tehdit olarak görülüyor, Türkiye tarafından PKK’nin bir uzantısı olarak kabul ediliyor ve silahlı muhalefet tarafından ise etnik temelli bir ayrılıkçılık olarak reddediliyor.

Türkiye ve muhalif grupların tutumu

Türkiye’nin ve onun desteklediği Suriye Milli Ordusu’nun SDG’ye yönelik yaklaşımı, temelde güvenlik........

© İlke TV