Barış yanlısı gazetecilik
Ortadoğu’da yeni bir sıcak savaşın yaşandığı bu günlerde taraflardan farklı açıklamalar, yorumlar bilgiler yansıyor ajanslara. Doğruyla yanlışın biribirine karıştığı böyle durumlarda; ‘Savaşta önce gerçekler ölür’ sözü her seferinde kendini hatırlatıyor.
Ayrıca savaş odaklı yayıncılık yapan ve savaşı kışkırtııp kızıştıran yapılara karşı “Barış Gazeteciliği” adıyla bilinen gazetecilik anlayışını güçlendirmek gerekiyor.
“Barış Gazeteciliği” terimini ilk kez 1970′lerde kullanan Profesör Johan Galtung’un barış yaklaşımıyla söylersek; Barış gazeteciliği şiddete değil, çatışmaya odaklanır, şiddetle çatışma aynı şey değildir.Buna gör; iki kişi arasında fikir uyuşmazlığı olabilir, ancak bu fikir uyuşmazlığı şiddete başvurmadan da giderilebilir. Savaş gazeteciliği şiddete odaklıdır. Ölü, yaralı sayıları, kim kazanıyor, kim kaybediyor vb. üzerine vurgu yapar. Barış gazeteciliği ise şiddetin önlenmesi için neler yapılması gerektiği üzerinde durur, fikir ayrılıklarına odaklanır ve tüm farklı fikirlerin kendilerini duyurmalarına aracılık eder.
Barış gazeteciliği “kazan kazan” mantığını benimser savaş gazeteciliği anlayışında bir amaca odaklı iki taraf vardır. Doğal olarak, sonuçta bir taraf “biz”........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d