Suriye, maskeleri indiren ülke
Türkiye’de siyaset, yaklaşık 11 aydır, cumhuriyetle yaşıt Kürt sorununun çözümüne dair kafa patlatıyor. Son 40 yılda, 100 bin civarında insanın hayatına mal olan, ekonomiye bir kaç trilyon dolar yük getiren, demokrasi ve hukuk devletinin yerleşmesi ve gelişmesi için atılması gereken adımları her seferinde geri bıraktıran bu kanlı süreç, ağır bedeller ödeyen Kürtlerin taleplerinde herhangi bir geri adıma sebep olmadı.
Bilakis Kürtler, Türkiye’de legal siyaset alanında anahtar rolü oynayacak kadar güçlü siyasal yapılar kurdular. Aynı zamanda Suriye’de, hem rejim değişikliği sürecinde hem de sonrasında, inşa ettikleri güçlü ekonomik ve askeri yapıları ve tüm toplumsal çeşitliliği bir arada yaşatmayı becerebilen siyasal modelleriyle Ortadoğu’nun medeniyet taçıyıcıları olduklarını gösterdiler.
Zaten, Baas sonrası iktidara gelen HTŞ militanları, her ne kadar Suriye’nin milli varlıklarını peşkeş çekerek Batı’dan meşruiyet satın almış olsalar da inşa ettikleri rejimin hem Alevilere hem de Dürzilere karşı giriştiği katliam, tecavüz ve diğer savaş suçları gösterdi ki, el-Kaide eskisi bu kadrolar Suriye’yi yönetmeye ehil değildirler.
Doğrusu Türkiye’nin, aynı zamanda vatandaşlarının akrabaları olan ve Ortadoğu’nun en medeni siyasal projesini yıllardır başarıyla icra eden Kürtler dururken tüm yatırımını, tek mesaisi İslam’ın imajını yerle bir etmek olan bu vahşilere yapması akıl alır gibi değil. Bu dar görüşlülük, bir yandan da Suriye’nin en kırılgan ve sahipsiz halkları olan Alevileri, Dürzileri ve Kürtleri peşinen İsraili’in safına itmek anlamına gelir. Zira yıllardır Suriye’de yer edinmek için uğraşan ama bu fırsatı ancak 8 Aralık 2024’te yakalayan İsrail, Türkiye’nin Kürt kompleksiyle körleşmiş Suriye politikası nedeniyle hem teritoryal hem demografik mevzi kazanma konusunda fırsatları değerlendiriyor. Ayrıca, İsrail’in, Türkiye’nin üs kurmayı planladığı Suriye askeri havaalanlarına dönük saldırıları da düşünüldüğünde, Türkiye’nin, rakibi İsrail’e avantaj sağlayacak ufuksuz politikalarının sebebini anlamak iyice zorlaşıyor. O yüzden Türkiye, soykırımcı, yayılmacı, apartheid İsrail’e bölgede yeni müttefikler bulma ve pozisyon avantajı sağlama anlamına gelecek politik hatalar yapmamalıdır. Bu, aynı zamanda, vatandaşlarının akrabalarını düşmanlaştıran dilden uzaklaşarak kendi iç barışını tehlikeye atmaması anlamına da gelir.
Ekim........
© İlke TV
