menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

HOCALI OLAYLARININ ARKASINDAKİ GERÇEK!

14 45
03.03.2025

Artık hiçbir şey göründüğü gibi değil günümüzde. Gördüklerimiz, yaşadıklarımız, ‘derin bir el’ tarafından birilerinin lehine çok rahatlıkla değiştirilebiliyor. Bir anlamda güneşi balçıkla sıvamaya çalışıyorlar. Oysa her şey kayıta geçmiş, ayna gibi ortada, açık seçik biliniyor. Özellikle bazı ulusların diasporaları şunu iyi bilmeli ki boşuna yanıltıyorsunuz dünya insanlarını. Tıpkı 1990’lı yıllarda Hocalı’da yaşanan olayların çarptırılması gibi.

Elimde bir kitap var. Ermeni çetelerinin Hocalı'da yaptığı katliamın baş sorumlusu, kana susamış çetenin başı Monte Melkonian’ın hatıralarıyla ilgili. Monte öldükten sonra kardeşi Markar Melkonian, abisine ait katliam hatıralarını BENİM KARDEŞİMİN YOLU adlı kitapta topladı (My Brother's Road: An American's Fateful Journey to Armenia, I. B. Tauris, 2005). Kitapta akıl almayacak, ibretlik bir cümle var: HOCALI STRATEJİK BİR AMAÇ OLMASINDAN BAŞKA AYNI ZAMANDA BİR ÖÇ ALMA EYLEMİYDİ. Evet, aynen böyle diyor Monte; yani Azerbaycan Türklerinden öç alacağız! diyor.

Peki, bu neyin öcü?

Tarih ‘derin bir el’ tarafından değiştiriliyor dediğim buydu.

Çok yakın bir tarihten, 1990’lı yıllardan örnek vermek istiyorum. Kafkasya coğrafyasında Azerbaycan ile Ermenistan komşu iki devlettir. 1917 Sovyet devrimi sonrası iki devlet de, insanlık düşmanı Bolşevik Sovyet Rusya’nın egemenliği altında 75 yıl yaşadı. Azerbaycan 1981 yılında Sovyetlerin dağılmasından sonra bağımsız oldu. 1917 - 1981 arası Azerbaycan ile Ermeniler arasında hiçbir savaş olmadı. Olamazdı zaten. Peki, savaş yoksa, bu Ermeni teröristler bu durumda Azerbaycan Türklerinden neyin öcünü almak istiyor? Üstelik Azerbaycan’ın ordusu yok, askeri yok, eli silah tutan insanı yokken, Ermenilere karşı kavgası nasıl olur? Tam tersi 1973 yılında Ermeni diasporası ve özellikle Fransa desteğiyle kurdurulan, Ermeni terör örgütü ASALA, Türk diplomatlarına katliamlar gerçekleştirdi ve 1984 yılına kadar eylemlerini sürdürdü. Bilindiği gibi bu yıldan sonra da ASALA’nın devamı olan PKK terör örgütü katliamlara devam etti.

Hani, diaspora ve Monte ‘öç’ diyor ya, tamam o halde, gelelim 1917 Sovyet devrimi öncesi yıllara.

Kafkasya’da Çarlık Rusyası egemen. Azerbaycan’ın Ermenilerle bu yıllarda da savaşı da yok kavgası da… Azerbaycan'ın tümünde asıl katliamları yapanlar, yine Rus desteğiyle silahlı Ermeni çeteleriydi. Üstelik bu sefer Ruslar da İngilizler de Almanlar da Azerbaycan Türklerinin bu coğrafyadan atılmasını istemekteler; çünkü bu topraklarda Rusların da İngilizlerin de Almanların da iştahını kabartan petrol yatakları var. Yine bütün dünya Azerbaycan Türklerinin üzerine yürüyor. Herkes hatırlasın, Rus ve Ermeni katliamlarından dolayı Mehmet Emin Resulzade o yıllarda Osmanlı’dan yardım talep ediyor. Osmanlı da bu katliamları durdurmak için Nuri Paşa komutasında bir ordu gönderiyor. Ben de bu vahşeti, BABAM NEVRUZ’da GELMEDİ romanımda anlattım. Resmen Azerbaycan'daki Türkleri katletti bu cani Ermeni teröristler. Nuri Paşa Ordusuyla gelip Azerbaycan'ı, Rus ve Ermeni çetelerin elinden kurtardı. Sonra Mondros oldu, yine bizim olan toprakları emperyalistler aldı, paylaştı...

Yoksa, Monte ve diaspora bu olayların mı öcünü almak istiyor?

Tamam bu da değil; gelelim Anadolu’daki olaylara.

Monte, Asala ve Ermeni çeteler Anadolu'daki olayların intikamını mı almak istiyor?

Pekala, buyurun birlikte bu olayların da tarihi sürecine bakalım.

Bir kere, her şeyden önce, şunu........

© Hürses