Kendi Aşk Öyküm-2: Sevgilimin Saçları
Ertelenen her şey adım adım yok olur, bu hayatın genel kuralıdır.
Her şey yerinde güzel, yerinde değerlidir. Her güzelliğin zamanında anlamı vardır. Zamanı geçmiş ne mevsimin faydası vardır, ne de sevginin.
Onu seviyordum.
Rüzgârda yürürken saçlarının nasıl dalgalandığını çok iyi bilirdim. Yastıkta saçlarının hangi yöne kıvrıldığını da çok iyi bilirdim. Hangi türkü de duygulandığını, çay içerken sevdiği şarkıları da ezberlemiştim. Bazen balkon da sessizce tek başına oturup, uzaklara öylesine baka kalırdı. Uzaklara daldığını görünce onunla bir süre hiç konuşmamam gerektiğini anlardım. O balkonda, bense salonda öylesine oturur televizyonu açardım. Televizyonun sesini hiç duymaz, kafamda onun sevdiği şarkıyı duyardım. O şarkı defalarca başa dönerdi. Sonra sessizce salondan geçer, yüzüme bakmadan hızlı adımlarla çantasını alıp sokağa çıkardı. Bilirdim tek başına uzun bir yürüyüş yapmak istediğini. O görmeden ben de arkasından evden çıkar, onu takip etmeye başlardım. Hızlı hızlı yürürdü uzun bir süre. Sonra parka geçer, orada en kuytu yerde saklı kalan masaya otururdu. Onun görmediği bir yerde onu uzaktan seyrederdim. Ağır ağır masadan kalktığını görünce ondan hızlı davranıp koşar adım eve döner, çayı koyardım. Onun sevdiği film kasetini açardım. Eve geldiğinde sakin bir şekilde karşılar, ellerinden tutar, “ellerin soğuk, üşümüş” diye bahane ederek salonda, divana........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein