menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hangi Karar ve Belgeler, Gizliliğin İhlali Suçuna Konu Edilebilir?

23 2
31.07.2025

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Gizliliğin ihlali” başlıklı 285. maddesinin ilk iki fıkrasına göre; “(1) Soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Bu suçun oluşabilmesi için;

a) Soruşturma evresinde yapılan işlemin içeriğinin açıklanması suretiyle, suçlu sayılmama karinesinden yararlanma hakkının veya haberleşmenin gizliliğinin ya da özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi,

b) Soruşturma evresinde yapılan işlemin içeriğine ilişkin olarak yapılan açıklamanın maddi gerçeğin ortaya çıkmasını engellemeye elverişli olması gerekir.

(2) Soruşturma evresinde alınan ve soruşturmanın tarafı olan kişilere karşı gizli tutulması gereken kararların ve bunların gereği olarak yapılan işlemlerin gizliliğini ihlal eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır”.

Ceza muhakemesinde; kovuşturmanın aksine, soruşturma evresinin gizlilikle yürütülmesi gerekir. Soruşturmalarda gizliliğin korunmasında da, maddi hakikate ve adalete ulaşılmasına yönelik soruşturma faaliyetinin selametinin yanı sıra, suçsuzluk/masumiyet karinesi, özel hayatın gizliliği ve haberleşme haklarının korunması da amaçlanmaktadır[1]. Yine soruşturmanın gizli yürütülmesi ile şüphelilerin lekelenmeme hakkı korunmaktadır[2].

Gizliliğin ihlali suçu da; esas itibariyle, kişilerin suçsuzluk/masumiyet karinesinin ihlalini önlemek amacıyla kanun koyucu tarafından suç olarak düzenlenmiş ve özellikle gazetecilerin şüphelilerin bu hakkını ihlal etmesi, bu düzenleme ile engellenmeye çalışılmıştır.

TCK m.285 gerekçesine göre de; “Soruşturma evresinin gizliliği, bir defa ceza adaletinin doğruluk, dürüstlük, gerçeğe ulaşma ilkelerine uyulması için bir zorunluluktur. Ancak, her şeyden önce suçsuzluk karinesinin sağlam tutulabilmesi yönünden de vazgeçilmez niteliktedir. Aksi takdirde, bizde ve yabancı ülkelerde örneklerine rastlandığı üzere yargısız infazlar sonucu insanlar ıstıraplara sürüklenmekte ve suçsuzluk karinesi böylece lafta kalmaktadır”.

Yazımızın konusunu ise; TCK m.285/2 uyarınca soruşturma evresinde alınan ve soruşturmanın tarafı olan kişilere karşı gizli tutulması gereken kararların ve bunların gereği olarak yapılan işlemlerin niteliği oluşturmaktadır.

TCK m.285 gerekçesinde; hangi kararların ve bilgilerin gizliliğin ihlali suçu kapsamında değerlendirileceği ile ilgili değerlendirme yapılmış ve “Soruşturma aşamasında alınan bazı kararların, örneğin telefon dinleme konusunda alınmış hakim kararının ve buna dayalı olarak yapılan dinleme işleminin kanun gereğince gizli tutulması gerekmektedir. Bu gizliliğin ihlali, alınan kararın uygulanmasını engelleyecektir.” denilerek, bir delil toplama yöntemi olan ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 135. maddesinde düzenlenen iletişimin dinlenmesi örnek gösterilmiştir.

05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunla soruşturmanın gizliliğinin ihlali suçunu düzenleyen TCK m.285’de değişiklik yapılmakla; Kanunun değişiklik gerekçesinde, maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını engeller bir mahiyet taşımayan karar ve bilgilerin, gizliliğin ihlali suçuna vücut vermeyeceği açıklanmıştır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu da 20.04.2021 tarihli, 2019/150 E., 2021/160 K. sayılı ve 15.02.2023 tarihli, 2019/26 E., 2023/91 K. sayılı kararlarında, 6352 sayılı Kanunun TCK m.285’in gerekçesinden doğrudan, yani kelimesi kelimesine alıntı yapmış, “Kanunlarda soruşturma........

© Hukuki Haber