menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ HAKKI VE BU HAKKA KAMU MÜDAHALESİNİN SINIRLARI - 4

6 1
03.07.2025

TOPLANTI ve GÖSTERİ YÜRÜYÜŞÜ HAKKI KULLANILMADAN ÖNCEKİ MÜDAHALELER

Yürürlükteki mevzuatımızda, bildirim gerekliliği, yer ve zaman yasakları, kişilere yönelik kısıtlamalar, toplantı ve gösteri yürüyüşüne yönelik erteleme ve yasaklamalar toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı kullanılmadan önce, bu hakka yönelik yapılabilecek müdahaleler kapsamında sayılabilir.

Bildirim zorunluluğu: TVGYK 10 ve 11. maddeleri gereği toplantı ve gösteri yürüyüşünün yapılmasından en az 48 saat önce düzenleme kurulu tarafından mülki idareye bildirimde bulunma zorunluluğu bulunmaktadır. Burada mülki idare amirlikleri pasif konumda olup yapılan bildirimi teslim almak zorundadır. Bildirimde eksiklik ya da yanlışlık bulunması halinde yazı ile bildirilerek tamamlanması ya da düzeltilmesi talep edilir. Mülki idare amiri bildirimin verilmesinden sonra şartların varlığı halinde kanundan kaynaklı erteleme ya da yasaklama haklarını kullanabilmekle birlikte doğrudan bildirimi kabul etmeme, toplantı ve gösteri yürüyüşüne izin vermeme gibi bir yetkiye sahip değildir. Usulüne uygun bildirim yapılmaması TVGYK’nun 23. maddesi gereği toplantı ve gösteri yürüyüşünü kanuna aykırı hale getirmektedir.

AİHM, bildirimin olmaması halinin toplantı ve gösteri yürüyüşünün kanunsuz olmasına yol açtığını kabul etmekle birlikte sadece kanunsuz bu durumun, toplantı yapma özgürlüğünün ihlalini haklı çıkarmadığı ve bu nitelikteki düzenlemelerin, AİHS'de korunan şekliyle toplantı yapma özgürlüğüne yönelik gizli bir engel teşkil etmemesi gerektiği görüşündedir (Samüt Karabulut – Türkiye Davası).

AYM, izin ve bildirim usullerinin uygulanmasının toplanma hakkının etkin kullanılması imkânını sağlamak için öngörüldüğünü, derhal tepki verilmesinin haklı olduğu özel durumlarda ve protestonun barışçıl yöntemlerle yapıldığı hallerde, sadece bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmediği gerekçesiyle eylemin dağıtılmasını barışçıl toplantı hakkına ölçüsüz bir sınırlama olarak değerlendirmektedir (Ali Rıza ÖZER ve Diğerleri, Osman Erbil Başvuruları). Bununla birlikte mahkeme, bildirim usulünün öngörülmesini anlamsız kılacak şekilde hareket edilmesi ve bu yükümlülüğün yaptırımsız bir emirden ibaret olduğu kanaatinde de olmayıp, bu yükümlülüğü yerine getirmekle mükellef olanlara ölçülü bir yaptırım uygulanabileceğini, bununla birlikte bildirim yükümlülüğünün ihlali nedeniyle uygulanacak cezanın toplantıyı organize edenlere ya da yönetenlere yönelik olması gerektiğini belirtmektedir (Gülistan Atasoy ve Diğerleri Başvurusu).

Yer, güzergâh ve zaman........

© Hukuki Haber