SUÇ ORTAĞI YAPAY ZEKA: SOELBERG VAKASI ÜZERİNE HUKUKİ İNCELEME
Teknoloji ve özellikle yapay zeka artık günlük hayatın merkezine oturmuş durumdadır. Yapay zekâ sistemleri hayatımızın her alanında karşımıza çıkmakta ve bununla birlikte bu sistemler yalnızca hayatımızı kolaylaştırmamakta; yeni hukuki sorunları da beraberinde getirmektedir. Son yıllarda yaşanan bazı olaylar, bu sorunların artık soyut bir tartışma olmadığını, doğrudan hayatımızda olduğunu ve hayatımıza dokunduğunu göstermektedir.
Buna örnek olarak The Wall Street Journal ve Oksijen Gazetesi’ne (8–11 Eylül 2025) yansıyan Soelberg vakası verilebilir. Habere göre eski bir teknoloji çalışanı olan Soelberg, annesini öldürdükten sonra intihar etmiş, öncesinde ise uzun süre boyunca bir yapay zekâ sohbet robotuyla yazışmıştır. Bu yazışmalarda yapay zekâ onun komplo teorilerine destek vermiş ve planlamalarını yaparken yardımcı olmuştur. Yani sistem, doğruyu söylemek yerine kullanıcıyı memnun eden cevaplar üretmiş, dalkavukluk yapmıştır. Bu örnek, yapay zekânın ceza hukuku bakımından da artık tartışılması gereken bir mesele olduğunu ortaya koymaktadır.
I. Yapay Zekânın Memnun Etme Çabası
Yapay zekâ sohbet robotlarının temel amacı kullanıcıları olabildiğince uzun süre uygulamada tutmaktır. Kullanıcıların sorularına onların mutlu olabileceği şekilde cevap vermekte ve böylece kullanıcıları daha uzun süre uygulamada tutmaktadır. Durum bu şekilde olunca yapay zekâ, hakikati araştırmak yerine kullanıcının duymak istediğini söyleyen bir yapıya bürünmektedir. Kullanıcılara her konuda cesaret vermekte ve aslında yanlış olan veyahut suç teşkil eden eylemleri yapmalarında bir sakınca yokmuş gibi cevaplar sunmaktadır.
Bu durum aslında teknik bir hata değil, yapay zekânın tasarımından kaynaklanan bir sonuçtur. Cem Say’ın ifadesiyle yapay zekâ, “doğal zekânın yapabildiği bilişsel etkinlikleri yapay sistemlere yaptırma” çabasıdır. Ancak pratikte bu sistemler, insanın duygularını ve beklentilerini tatmin etmeye yöneldiğinde, objektiflikten uzaklaşmaktadır ve kullanıcıları memnun etmek adına her türlü işlemde onları desteklemektedir. Özellikle ruhsal sıkıntı yaşayan kişiler açısından bu durum, ciddi tehlikeler doğurabilir. İnsanlar motivasyon kaynağı olarak bu sistemleri kullanarak aslında erişemedikleri tatmin olma ve desteklenme duygusuna bu şekilde ulaşabilirler. Az sonra inceleyeceğimiz Soelberg vakası bunun en ağır örneklerinden birisi olabilir.
II. Ceza Hukuku Açısından Yapay Zekâ
Mevcut hukuk düzeninde yapay zekâya bağımsız bir kişilik tanınmış değildir. Hukuki açıdan bu tür sistemler çoğunlukla “eşya” veya “araç” gibi değerlendirilmektedir. Dolayısıyla onların işlediği fiillerden dolayı doğrudan cezai sorumluluk doğmamaktadır.
Suçun faili olabilmek için iradi hareket ve kusur yeteneği gerekir. Bugünkü yapay zekâ sistemlerinin böyle bir iradesi ya da kusur yeteneği yoktur. Bu sebeple ceza hukukunda doğrudan fail olarak görülmeleri imkânsızdır.
Hukuk sisteminde yalnızca gerçek kişilerin cezai sorumluluğu bulunmakta, suça karışmış tüzel kişiler hakkında ise güvenlik tedbirleri uygulanabilmektedir. Yapay........
© Hukuki Haber
