Gazze'deki Barışın Hukuki Analizi
Diplomasi koridorlarında, Gazze için kalıcı bir çözüm umudu yeniden yeşeriyor. Televizyon yorumcuları ve yazılı basında manşetler, siyasi iradeye, tarafların taleplerine ve garantör devletlerin rollerine odaklanmış durumda. Ancak meselenin hukuki yönü, genellikle bu yorumların gölgesinde kalıyor. Oysa bir barış anlaşmasını geçici bir ateşkesin ötesine taşıyıp tarihsel bir dönüm noktasına dönüştüren şey, üzerine inşa edildiği hukuki zeminin sağlamlığıdır. Bu yazının amacı, masadaki olası bir anlaşmayı siyasi söylemlerin ötesinden değerlendirmek ve hukukun nesnel süzgecinden geçirmektir.
İlk Soru: Masada Kim Var?
Her hukuki metin gibi bir barış anlaşmasının geçerliliği, onu imzalayanların statüsüyle doğrudan bağlantılıdır. İsrail, tanınmış bir devlet olarak masadadır. Peki Filistin tarafında muhatap kim olacak? Filistin Yönetimi mi, Hamas mı, yoksa tüm grupları temsil eden bir ulusal mutabakat hükümeti mi? Bu, konu teknik bir ayrıntıdan ibaret değildir. Bu soruya verilecek cevap, anlaşmanın 1969 Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi uyarınca bir “devletlerarası antlaşma” sayılıp sayılmayacağını, dolayısıyla uluslararası hukuktaki bağlayıcılığını ve meşruiyetini doğrudan belirleyecektir. Tarafların ehliyeti, anlaşmanın meşruiyet zeminini oluşturur. Bu zemindeki herhangi bir muğlaklık, gelecekteki istikrarsızlıkların da kapısını aralayacaktır.
Çözümü Zor Hukuki Konular: "Nihai Statü" Konuları
Bir anlaşmanın başarısı, on yıllardır çözülemeyen "nihai statü" konularına getirdiği hukuki çözümlerle ölçülür.
- Sınırlar ve Egemenlik: BM Güvenlik Konseyi'nin 242 ve 338 sayılı kararlarıyla çerçevesi çizilen "1967 sınırları," müzakerelerin merkezinde yer alıyor. Ancak mesele, harita üzerinde bir çizgi çizmekten ibaret değil. Anlaşma, kendi........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon