YAPAY ZEKA DESTEKLİ DELİLLERİN CEZA MUHAKEMESİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ
Delil Serbestliği İlkesi ile Adil Yargılanma Hakkı Arasındaki Denge
Yapay zekâ teknolojilerinin hukuk alanında artan kullanımı, yargı sisteminde köklü dönüşümler yaratmaktadır. Özellikle ceza muhakemesi sürecinde, suçun aydınlatılmasında kullanılan yüz tanıma sistemleri, ses tanıma yazılımları ve algoritmik analizler gibi yapay zekâ destekli delil üretim araçları, hem etkinliği artırmakta hem de hukuki tartışmalara kapı aralamaktadır. Bu yazımızda, söz konusu yapay zeka teknolojilerinin delil serbestliği ilkesi ile adil yargılanma hakkı arasında nasıl bir rol oynadığını inceleyeceğiz.
Yapay Zekâ Destekli Delillerin Hukuki Statüsü
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 217. Maddesi uyarınca Türk Ceza yargılamasında hâkimin vicdani kanaatinin, duruşmaya getirilen delillerle oluşacağı ilkesi benimsemiştir. Delil serbestliği ilkesi gereği, kanunda belirtilen yasak ve hukuka aykırı deliller dışında kalan her türlü verinin yargılamada delil olarak değerlendirilmesi ve hükme esas alınması mümkündür. Diğer delillerdeki gibi Yapay zekâ tarafından dolaylı olarak elde edilen ve hukuka aykırılığı bariz olan delillerin de hükme esas alınamayacağı açıktır. Ancak yapay zekâ tarafından üretilen verilerin, kaynaklarının insan müdahalesinden bağımsız olması ve algoritmik önyargı içerebilmesi sebebiyle diğer delillerden özel bir değerlendirme gerektirdiği kanaatindeyim.
Her ne kadar Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 206 ve 217. maddeleri gereği hükümleri delil........
© Hukuki Haber
