menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

GÜMRÜK KANUNUNDAKİ BAZI CEZALARIN ÖLÇÜLÜLÜK İLKESİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

14 18
24.07.2025

Anayasamızın 13’üncü maddesinde temel hak ve hürriyetlerin yalnızca belirli sebeplere dayanarak ve ancak kanunla sınırlanabileceği; bu kısıtlamanın da ölçülülük ilkesine aykırı olamayacağı hüküm altına alınmıştır[1].

Doktrinde ve Yüksek Mahkeme kararlarında, ölçülülük ilkesinin elverişlilik, gereklilik ve orantılılık alt ilkelerinden oluştuğu kabul edilmektedir. Ölçülülük ilkesi, alt ilkelerinden ayrı ele alınmaz; bir diğer ifadeyle alt ilkeleri ile bir bütündür[2]. Kısaca elverişlilik alt ilkesi, amaca ulaşmak için kullanılan aracın uygun olmasını, arzu edilmeyen sonuçlara yol açmamasını; gereklilik alt ilkesi, aynı amaca ulaşmak için tercih edilen araçtan daha hafif, daha az kısıtlayıcı bir başka alternatif araç bulunmaması; orantılılık alt ilkesi ise elde edilmesi beklenen neticenin değeri ile uygulanan tedbirin ağırlığı arasında dengesizlik bulunmaması halini ifade eder.

Ölçülülük ilkesinin dikkate alınacağı temel hak ve hürriyetlerden bir tanesi de Anayasanın ikinci kısmında yer alan mülkiyet hakkıdır[3]. 4458 sayılı Gümrük Kanununun 234-238’inci maddelerindeki bazı fıkralarda/bentlerde yer alan hükümlerin ölçülülük ilkesi kriterini karşılamadığı ve mülkiyet hakkının ihlali sonucuna yol açtığı değerlendirmesi bu yazının konusudur.

ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI

Anayasa mahkemesinin çeşitli kararlarında, ölçülülük ilkesine aykırı şekilde düzenlenen idari yaptırımlar ile mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

Örneğin, 2015/17659 numaralı Mohamed Kashet ve Diğerleri Başvurusunda Mahkeme; orantılılık ilkesi gereğince hedeflenen kamu yararı ile bireyin yükü arasında makul bir oran bulunması gerektiğini, meşru amacın önemi ile başvurucuya yüklenen külfetinin ele alınacağını, idarenin idari para cezaları düzenlemesi konusunda sahip olduğu takdir hakkının kullanımında mülkiyet hakkına riayet etme gibi bir limit olduğu, mülk sahiplerine aşırı bir külfet yüklenmemesi gerektiği, başvuru konusu olayda ele geçirilen paranın yaklaşık 3,5 katı oranında bir para cezasının uygulandığı, 5326 sayılı Kabahatler Kn. 14’üncü md.si gereğince birden fazla kişinin iştiraki söz konusu olduğu için kişilerin her birine ayrı ayrı 3,5 katı oranında para cezası uygulanmasının bu kişilere aşırı bir külfet yüklediği ve başvurucuların mülkiyet hakkının ihlal edildiği belirtilmiştir.

2018/18975 numaralı Ö. Ltd. Şti. Başvurusu üzerine verilen kararda ise Anayasa Mahkemesin; ulusal marker seviyesinin geçersiz çıkmasının başvurucudan kaynaklanmayan ve başvurucunun önüne geçemeyeceği sebeplerle ortaya çıktığının aksinin kesin olarak ortaya konulamadığı, aksi delil getirilerek sorumluluktan kurtulma imkanının başvurucuya tanınmadığı bu sayede başvurucuya aşırı külfet yüklendiği, başvurunun mülkiyet hakkına yapılan müdahalenin gereklilik ve dolayısıyla ölçülülük kriterini karşılamadığı şeklinde hüküm vermiştir.

2018/14585 numaralı Postaş Lojistik A.Ş. Başvurusunda Anayasa Mahkemesince, elde edilmesi amaçlanan kamu yararı ile bireye yüklenen külfet arasında orantısızlık olduğu ve başvurucunun mülkiyet hakkının ihlal edildiği belirtilmiştir.

5015 sayılı petrol Kanununda maktu olarak düzenlenmiş olan idari para cezalarına ilişkin Anayasa Mahkemesinin 07.04.2016 tarihli E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararında ; “..“idari para cezası uygulanırken fiilin işleniş şekli, diğer bir ifadeyle akaryakıtın ikmalinin ne şekilde yapıldığı, failin kusur durumu başka bir ifadeyle bayinin fiili kasıtla veya taksirle işleyip işlemediği ve ikmal edilen akaryakıtın miktarı gibi hususlar dikkate alınamamaktadır. Bu itibarla… fiilin haksızlık içeriği, bayilerin kusur durumu dikkate alınmadan, ekonomik büyüklüklerine ve sınıflarına göre adil bir denge gözetilmeden, itiraz konusu kuralla ölçülü ve makul olmayan idari para cezası ile cezalandırılmaları, hukuk devletinin gereği olan “adalet” ve “hakkaniyet” ilkeleriyle bağdaşmamaktadır. Açıklanan nedenlerle kural… Anayasa’nın 2. maddesine aykırıdır. İptali gerekir.” hükmünü vermiştir. Söz konusu kararında Mahkeme, fiilin işleniş şekli, failin kusur durumu, işletmenin ekonomik büyüklüğü gibi sübjektif kıstasları dikkate alınmamasının adalet ve hakkaniyet ilkeleri ile çelişeceğine hükmetmiş[4] ve pet­rol bayilerinin bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerin­den akaryakıt ikmali yapılması halinde bayilere 850.000,00 TL para cezası öngören Petrol Piyasası Kanunu md. 8/2/a bendinin iptaline karar vermiştir.

GÜMRÜK KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DURUM

Kabahatler Kanunu 17’inci maddesi “(1) İdarî........

© Hukuki Haber