menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

DAVA VE CEZA ZAMANAŞIMI SÜRESİNDE GÜMRÜK VERGİLERİNİN TAHSİL EDİLMESİ

14 0
27.08.2025

Kardeşim Av. Ayşegül TAM’ın aziz hatırasına…

ZAMAN AŞIMI KAVRAMI

Zaman aşımı, hakların veya yaptırımların, çeşitli kanunlarda öngörülen zaman dilimi geçtikten sonra sahibi kişilerce kullanılamaması ya da ilgililerine karşı uygulanamaması durumunu ifade eder. Zamanaşımı özel hukuk, idari/vergi hukuku ve ceza hukuku açısından önemli bir olgudur.

Çeşitli kanunlarda zaman aşımı süresi belirlenmiştir. Örneğin, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun (AATUHK) 102’inci maddesine göre kamu alacağı, vadesinin rastladığı takvim yılını takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 114’üncü maddesi gereğince vergi alacağının doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlayarak beş yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergiler zamanaşımına uğrar.

Benzer şekilde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 146’nci maddesi uyarınca alacaklar için genel zaman aşımı süresi 10 yıl olarak belirlenmiştir. TBK 147’nci maddede ise 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi alacaklar belirlenmiştir.

Ceza hukuku açısından da dava ve ceza zaman aşımı süreleri söz konusudur. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 66’ıncı maddesinde tanımlanan dava zamanaşımı süreleri geçtikten sonra fail hakkında dava açılamaz ya da açılmış davada hüküm verilmemişse kamu davası düşer. Aynı Kanunun 68’inci maddesinde belirtilen ceza zamanaşımı süreleri geçtikten sonra mahkûmiyet kararı kesinleşmiş ancak infaz edilememiş ise bu karar infaz edilemez. Bir diğer ifadeyle, dava zamanaşımı ile devletin yargılama yapma hakkı ortadan kalkarken ceza zamanaşımı ile verilen cezanın infaz edilmesi olanaksız hale gelmektedir. Dava zamanaşımı fiilin işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlarken, ceza zaman aşımı ise hükmün kesinleştiği tarihten itibaren başlar.

TCK 66’ncı ve 68’inci maddelerinde belirtilen dava ve ceza zamanaşımı süreleri birbirlerinden farklıdır. Süreler açısından ;

*Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlar: Dava zaman aşımı otuz yıl-Ceza zaman aşımı kırk yıl

*Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlar: Yirmi beş yıl-otuz yıl

*Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlar: Yirmi yıl- Yirmi dört yıl

*Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlar: On beş yıl-Yirmi yıl

*Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlar: Sekiz yıl-On yıl gibi ayrım mevcuttur.

Benzer şekilde, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 197/2 fıkrasında hiç alınmamış ya da eksik alınmış ya da tahakkukundan hemen sonra ilgilisine tebliğ edilmeyen gümrük vergilerine ilişkin tebligatın gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren 3 yıl içinde yapılacağı belirtilmiştir. Anılan Kanunun 197/4 fıkrasında ise, ceza yargılamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve ceza davası açılmış olması koşuluyla gümrük vergileri alacaklarının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunundaki dava ve ceza zamanaşımı süreleri içerisinde kovuşturulup tahsil edileceği hüküm altına alınmıştır.

UYGULAMADA ZAMAN AŞIMI

Çeşitli yargı kararlarında Gümrük Kanununun 197’nci maddesinde bahsedilen süreler içinde gümrük vergisi alacaklarının tahsiline ilişkin hükümler mevcuttur. Danıştay Yedinci Dairesinin E:2009/5769, K: 2011/8441, T:01/12/2011[1] sayılı kararında; “..Bu hükümlere göre; yapılan denetimler sonucunda hiç alınmadığı ya da noksan alındığı tespit edilen vergilere ilişkin tebligatın gümrük yükümlülüğünün doğduğu tarihten itibaren üç yıl içerisinde yapılması gerekiyorsa da; gümrük yükümlülüğünü doğuran olayla ilgili olarak, sözü edilen süre içinde dava açılması halinde, zaman aşımının durduğu sürece veya davanın sonuçlanmasından sonra kalan süre içerisinde tahakkuk işlemi yapılarak mükellefine tebliğ edilebileceği gibi, gümrük vergileri alacaklarının ceza uygulanmasını gerektiren bir fiile ilişkin olması durumunda, tahakkukun suçun tabi olduğu zaman aşımı süresi içerisinde yapılması da olanaklıdır.

…..

Dolayısıyla vergilerin tebliği için öngörülen üç yıllık sürenin geçirilmesinden sonra da olsa, yükümlülerden herhangi birinin fiili nedeniyle açılmış bir ceza davasında verilecek mahkumiyet hükmü, gümrük vergileri alacakları hakkında, suçun tabi olduğu zaman aşımı süresinin uygulanmasını olanaklı kılacaktır.

….

Bu bakımdan; söz edilen yetkililer hakkında açılan ceza davalarında verilecek hükümler, Türk Ceza Kanunundaki dava ve ceza zaman aşımı sürelerinin uygulanıp uygulanmaması sonucunu doğuracağından, dava hakkında karar verilebilmesi için, söz konusu ceza davalarının, ek tahakkuka dayanak alınan serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile ilgisinin araştırılması ve ilgili bulunması halinde, anılan davaların sonucunun beklenilmesi gerekirken, tahakkuk zaman aşımı süresi içerisinde zaman aşımını durduracak ceza davası açıldığı hususunda herhangi bir bilgi ve belge bulunmaması karşısında, vergilerin zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle iptal edilen Ankara….. Vergi Mahkemesinin ……. kararında isabet görülmemiştir.”

Aynı Dairenin E:2016/11066, K:2017/5526, T:05/10/2017[2] sayılı kararında ise; “…. Ancak, gümrük vergileri alacaklarının ceza uygulamasını gerektiren bir fiile ilişkin olması ve zamanaşımı daha uzun bulunan bu fiil nedeniyle ceza davası açılmış olması halinde, bu alacakların, Türk Ceza Kanunundaki dava ve zamanaşımı süreleri içerisinde kovuşturulup tahsil edilmesi mümkündür.........

© Hukuki Haber