Dünya Hukuk Günü: Başkasının Yüzünde Başlayan Hukuk
Erkan OĞUR ve Okan Murat ÖZTÜRK’ün Kalan Müzik stüdyolarında “Yüzün Gördüm Dedim” başlığıyla aldıkları kaydı[i] dinlerken bu yazıyı yazmaya niyetlendim. Esasen bu “Yüzün Gördüm Dedim” Seyyid Nesîmî’ye ait bir nutkun[ii] ismidir. Hani herkesin sık sık paylaştığı “Nasimi”[iii] isimli parça var ya, oradaki Nesîmî, büyük Nesîmî!
Bugün günlerden 10 Temmuz Hukuk Günü aylardan da Muharrem ayı olunca Bektaşi geleneğinde hayli esaslı bir yer tutan insan yüzü-sureti ve hukuk ilişkisini neden birleştirmeyeyim ki diye düşündüm. Elbette Harabî Baba’nın dediği gibi marifet var marifetten içeri ve ben bu işin neresindeyim bilemem ancak tüm marifetler bir güzelin, bir insan güzelinin yüzünden okunur ve marifet kapısına oradan geçilir, bunu bilir bunu söylerim:
Vech-i Harabi'ye gel eyle dikkat
Hakk'ın cemalini eylersin rüyet
Sade “Hak var” demek, değil marifet
Marifet var, marifetten içeri
…
Hak yüzüdür burda gördüğün yüzler
Velakin göremez kör olan gözler
Bezm-i erenlerde söylenen sözler
Hakk'ın esrarıdır haşhaş değildir
Ben hukuk deyince ahlakın pıhtılaşmış halini anlarım. İçinde yaşadığım dünya hukuku mevcut düzeni rasyonalleştirme aracı olarak görür, bunu da kabul eder ve kendi içinde anlamlı bir yere oturtarak kendi mevzimi belirlerim. Bunlar beşer olmanın doğal neticeleridir. Ancak insan olmak yani beşerî arızaları aşarak –ki bunlar a’razdır, cevher değildir- hukukun ahlak-etik karşısındaki durumunu tahlil edebilmeyi gerektirir. Jijek vb düşünürler gibi bir şeyleri “boş gösteren” olarak kabul edip kendi zihnimde bir dünya tasarlayarak protest takılmak ve oradan oraya savrulmak benim yapıma hiçbir zaman uygun düşmedi. Ancak bir şey ifşa edilecekse o da ahlak ile olan en gerilimli ilişkiyi hukukun yaşadığı ve bu konuda da temellerinin sarsıldığı gerçeğidir.[iv] Elbette hukukun yaşadığı gerilim sadece ahlak ile ilgili değildir ve birçok reel problemi her gün teorik ve pratik planda deneyimliyor, çözümlüyor ve çözmeye çalışıyoruz. Fakat esas meselemiz teorinin de pratiğin de hem arkasında hem de yanı başında duran insan yüzüdür.
Biz ahlakı da ve buradan hareketle hukuku da güzelliğin-cemalin aynası insan yüzünden yola çıkarak inşa ederiz ve bunu bilmeyenlerin bî-basar yani görmekten yoksun olduğunu söylemekle işe başlarız.
Vech-i âdemde cemâl-i yâri seyrân itmeyen
Bi-basardır halikü'l-insanı bilmez kandedir
Bağdatlı Rûhî[v]
Hukuku, yalnızca kanun maddelerinde, mahkeme salonlarında ya da büyük binaların mermer duvarlarında........
© Hukuki Haber
