menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TRAFİK KAZASI NEDENİYLE MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASI: HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE YARGI KARARLARI IŞIĞINDA İNCELEME

14 1
04.08.2025

GİRİŞ

Trafik kazaları, günlük yaşamın bir gerçeği haline gelmiş ve bu kazalar neticesinde meydana gelen zararlar da özel hukuk kapsamında tazminat hukukunun temel konularından biri olmuştur. Trafik kazasında kusurlu olan kişi ya da kişiler, hem Türk Borçlar Kanunu hem de Karayolları Trafik Kanunu gereğince maddi ve manevi zararların tazmininden sorumlu tutulmaktadır. Bu tür olaylarda meydana gelen zararlar yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda ekonomik ve psikolojik etkileri de beraberinde getirmektedir. Bu nedenle mağdurların uğradıkları zararların giderilmesi için hukuk düzeni tarafından tazminat davası açma hakkı tanınmıştır.

TRAFİK KAZASI NEDENİYLE AÇILACAK MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT DAVASINDA TARAFLAR KİMLERDİR?

Trafik kazası sonucu açılan tazminat davalarında, dava dilekçesinde tarafların doğru ve hukuki sıfatlarıyla belirtilmesi son derece önemlidir. Davacı taraf, kazadan doğrudan zarar gören kişi olabilir; bu zarar bedensel zarar, malvarlığı zararı veya ölüm hâlinde desteğinden yoksun kalınan kişi olabilir. Ölüm gerçekleşmişse, ölenin hayattayken maddi destek sağladığı yakınları -başta eşi, çocukları ve anne babası olmak üzere- destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir. Öte yandan, ağır bedensel zarar veya ölüm halinde TBK m. 56 gereğince manevi tazminat hakkı da doğar. Manevi tazminat talep eden kişi bizzat mağdur (yaralı) olabileceği gibi, ölenin yakınları da olabilir.

Davalı taraf ise kazaya sebebiyet veren ve zarara neden olan aracın sürücüsü ve/veya işletenidir. “İşleten” kavramı burada özellikle önemlidir; çünkü Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca aracın malikine ek olarak, aracı fiilen kullanan ve onun üzerinde tasarruf hakkına sahip olan kişi de işleten sayılır. Bunun yanında, zorunlu trafik sigortasını düzenleyen sigorta şirketi de, teminat limitleri dâhilinde sorumludur. Böylece, dava hem sürücüye hem işletene hem de sigortacıya karşı yöneltilebilir. Uygulamada bu kişilerin tamamına husumet yöneltilmesi, alacağın temini açısından tavsiye edilir.

Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, zararın tazmininden sigortacı da işleten gibi müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmaktadır. Yani zarar gören, dilerse sadece birine ya da hepsine birden dava açabilir (BK m. 61, KTK m. 88).

TRAFİK KAZASI NEDENİYLE AÇILAN TAZMİNAT DAVASINDA YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME NERESİDİR?

Trafik kazasına dayalı tazminat taleplerinde görevli mahkeme, HMK m. 2 uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Davanın niteliği ne olursa olsun (bedensel zarar, ölüm, malvarlığı zararı vs.), söz konusu taleplerin çözüm yeri bu mahkemedir. Trafik kazalarına ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi veya Sulh Hukuk Mahkemesi görevli değildir.

Yetki bakımından ise HMK m. 6, 16 ve özel olarak KTK m. 110 hükümleri devreye girer. Buna göre davacı, davayı:

· Davalının (sürücü, işleten veya sigortacı) ikametgâhında,

· Trafik kazasının meydana geldiği yerde,

· Zarar görenin yerleşim yerinde açabilir. Bu, zarar gören lehine tanınmış bir seçimlik yetki kuralıdır ve zarar görenin mağduriyetini azaltma amacı güder.

TRAFİK KAZASI SONRASINDA TAZMİNAT HAKKI NASIL DOĞAR?

Trafik kazası neticesinde meydana gelen ölüm veya yaralanma hallerinde, zarar gören taraf ya da ölenin desteğinden yoksun kalan yakınları, kusurlu olan kişiye ve bu kişinin aracını sigortalayan sigorta şirketine karşı tazminat talebinde bulunabilir. Bu talep, hem maddi hem manevi zararı kapsayabilir. Tazminat hakkının doğabilmesi için, zarara yol açan eylemin haksız fiil teşkil etmesi gerekir. Türk Borçlar Kanunu'nun 49. maddesine göre, "kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar veren kişi, bu zararı gidermekle yükümlüdür." Trafik kazalarında kusur, genellikle polis veya jandarma tarafından düzenlenen kaza tespit tutanakları, bilirkişi raporları ve tanık beyanları ile ortaya konulur.

MADDİ TAZMİNATIN KAPSAMI VE HESAPLANMASI

Maddi tazminat, trafik kazası sonucunda doğrudan ekonomik kayıpları telafi etmeye yöneliktir. Yaralanma halinde kişinin tedavi masrafları, geçici veya kalıcı iş göremezlik nedeniyle uğradığı kazanç kaybı, bakıcı giderleri, tedavi sürecinde yapılan diğer zorunlu harcamalar bu kapsamda değerlendirilmektedir. Ölüm halinde ise, cenaze giderleri, defin masrafları ve destekten yoksun kalma tazminatı gündeme gelir. Özellikle destekten yoksun kalma tazminatı, ölen kişinin hayatta olması durumunda destek vereceği kişilerin bu destekten mahrum kalmaları sebebiyle öngörülmüş bir tazminat türüdür. Bu hesaplamalar genellikle aktüerya uzmanları tarafından, belirli varsayımlara ve resmi verilere dayanarak yapılmaktadır.

MANEVİ TAZMİNATIN AMACI VE HUKUKİ NİTELİĞİ

Manevi tazminat, mağdurun uğradığı fiziksel ve ruhsal acının bir nebze olsun giderilmesini amaçlar. Bu tazminat türü, Türk Borçlar Kanunu'nun 56. maddesi uyarınca düzenlenmiştir. Yaralanan kişi manevi tazminat talebinde bulunabileceği gibi, ölüm durumunda ölenin........

© Hukuki Haber