menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

CEZA MUHAKEMESİNİN DURUŞMA DEVRESİNDE KANUN YOLU DIŞINDAKİ İTİRAZLAR

14 1
30.07.2025

Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 267’nci maddesi ile 271’nci maddesi arasında itiraz kanun yolu düzenlenmiştir. Buna göre duruşmanın yürüyüşü sırasında verilen hâkim kararlarına ve kanunda öngörülen hallerde mahkeme kararlarına karşı itiraz kanun yoluna başvurulabilir. İtiraz kanun yolu dışında duruşmanın seyri sırasında hakim veya mahkeme başkanın işlemleri ve duruşmaya katılanların işlemlerine karşı itiraz mümkündür. Bu itirazlar, kanun yolu niteliğinde olmayıp, davayı gören hakim veya mahkeme tarafından ara kararıyla çözümlenir. Kanun yolu niteliğinde olmayan bu itirazlara öğreti ve uygulamada kanun yolu itirazla karıştırılmaması için “karşı gelme” ifadesi kullanılmaktadır. Bu yazımızda teknik olmayan bu itirazları, itiraz yöntemini ve çözüm yolunu inceleyeceğiz.

Ceza duruşmasında itiraz usûlü konusunda vekil veya müdafi sıfatıyla davayı takip eden avukatın ustalaşması, hukuka aykırı uygulamalara zamanında ve gerekçeli olarak itirazda bulunarak duruşmanın hukuka uygun yürütülmesini sağlaması gerekmektedir. İtirazlar, duruşmada avukatın en temel savunma silahları, âdeta Amerikalı bir meslektaşın ifadesiyle savunmanın kılıç ve kalkanıdır. Bununla birlikte itirazlar da stratejik davranmak gerekir. Çok fazla veya yanlış zamanlarda itiraz etmek mahkemenin gereksiz yere olumsuz tepkisine yol açabilir. Bu nedenle, itiraz EDEBİLİYOR olmanız, her durumda itiraz ETMENİZ GEREKTİĞİ anlamına gelmez.

I. HAKİM VEYA MAHKEME BAŞKANI İŞLEMLERİNE KARŞI İTİRAZ

CMK’nun 192’nci maddesinin birinci fıkrasına göre mahkeme başkanı veya hâkim duruşmayı yönetir, sanığı sorguya çeker ve delillerin ortaya konulmasını sağlar. Aynı Kanunun 203’ücü maddesine göre ise duruşma düzeni mahkeme başkanı veya hâkim tarafından sağlanır. Mahkeme başkanı veya hâkim duruşmanın düzenini bozan kişinin savunma hakkının kullanılmasını engellememek koşuluyla salondan çıkartılmasını emreder. Kişi dışarı çıkarılması sırasında direnç gösterir veya karışıklıklara neden olursa yakalanır ve hâkim ve mahkeme tarafından, avukatlar hariç, verilecek bir kararla dört güne kadar disiplin hapsine konulabilir.

Duruşmanın düzen ve disiplin içinde yürütülmesi, muhakeme hukuku ilke ve kurallarının etkin olarak uygulanması amacına yöneliktir. Mahkeme başkanı veya hâkimin, duruşmanın idaresi için verdiği emirler ve aldığı kararlar ceza muhakemesi ilke ve kurallarına uygun olmalıdır. Mahkeme başkanı ve hâkimin duruşmayı idare etme ve düzen sağlama yetkisi, keyfi olarak kullanılamaz. Hâkime tanınan bu yetkiler, duruşmanın başlatılması, sanığın sorguya çekilmesi, delillerin ortaya konulma sırasının belirlenmesi, muhakeme sujelerine söz verilerek duruşmaya etkin katılımlarının sağlanması ve duruşmanın bitirilmesi işlemlerinin icrası sırasında düzen ve disiplinin sağlanmasına yöneliktir.

Ne var ki Mahkeme başkanı ve hâkimin duruşmanın düzenini ve disiplinin sağlamak adına emrettiği tedbirler ve aldığı kararlar her zaman hukuka uygun olmayabilir. Hatta duruşma düzeninin bizzat mahkeme başkanı veya hâkim tarafından sağlanamadığı yahut bozulduğu uygulamada zaman zaman görülen olaylardandır.

Mahkeme başkanı veya hâkimin emrettiği tedbirin veya yaptığı bir muhakeme işleminin hukuka aykırı olduğunu düşünen müdafi veya vekil CMK’nun 192’nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca mahkeme başkanı veya hâkimin emri veya işleminin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla itirazda bulunabilecektir. Kanun koyucu, anılan maddede itiraz kanun yolu ile karıştırılmaması için “itiraz” terimini kullanmak yerine “mahkeme başkanı tarafından emrolunan bir tedbirin hukuken kabul edilemeyeceğini ileri sürme” ibaresini kullanmıştır.

Müdafi veya vekil, hukuka aykırı olduğu düşünülen bir işlemin hemen akabinde ayağa kalkma mecburiyeti olmamasına rağmen tercihan hakimin dikkatini çekmek için ayağa kalkarak itirazını açık ve öz birkaç cümlelik gerekçeyle gecikmeksizin ifade etmelidir. Bu itirazın zamanlaması ve sırası mahkeme başkanı veya hâkimin hukuka aykırı olan işlemi yaptığı andır. İtirazlar, hâkimin hatasını düzeltmek için de bir fırsattır. Böyle bir itiraz vaki olduğunda mahkeme bu itirazı tutanağa geçirerek bu konuda bir karar vermek zorundadır. CMK’nun 33’üncü maddesine göre duruşmada verilecek kararlar Cumhuriyet Savcısı, duruşmada hazır bulunan müdafi, vekil ve diğer ilgililer dinlendikten sonra verilir. Aynı Kanunun 34’üncü maddesine göre Mahkemelerin her türlü kararı gerekçeli olmak zorundadır. Mahkeme başkanı veya hâkimin aldığı bir tedbire veya yaptığı bir işleme CMK’nun 192’nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca itiraz vaki olduğunda mahkeme, ilgili süjelerinin mesele hakkındaki görüşlerini aldıktan sonra gerekçeli olarak bir karar vermek mecburiyetindedir. Mahkeme, itirazı, tarafların görüşlerini ve itiraz hakkında verdiği kararı tutanağa yazdırmalı veya kayıt altına aldırmalıdır. Duruşmada bulunan süjeler ve diğer ilgililer usulüne uygun olarak alınmış bu karara uymakla yükümlüdür. Usulüne uygun olarak verilmiş bu karara karşı mahkeme başkanı veya hâkimle tartışmaya girmek duruşma düzenini bozucu davranış olarak değerlendirilebilecektir. Mahkemenin verdiği bu karara karşı itirazlar, ancak kanunda öngörülmüş ise itiraz kanun yolu, itiraz kanun yolu öngörülmemiş ise nihai hükme karşı yapılacak diğer kanun yolu başvurularında dile getirilebilecektir.

Uygulamada........

© Hukuki Haber