Nemo Tenetur İlkesi Kapsamında Şüpheli veya Sanığın Cep Telefonu Şifresini Vermeme Hakkı
Kamuoyuna yansıyan veya yansımayan pek çok davada, soruşturma makamlarının delil elde etmek amacıyla şüphelilere telefon şifrelerini sordukları görülmektedir. Bilindiği üzere, dijital materyallerden biri olan cep telefonları üzerinde delil elde etmek için inceleme yapılabilmektedir. Bu incelemeler, telefonların Android işletim sistemine sahip olduğu durumlarda mümkün olmakla birlikte, iOS işletim sistemi kullanan telefonlarda şifre kırma işlemi yapılamadığından, şüpheliden doğrudan telefon şifresi talep edilmektedir.
Kuşkusuz, medeni ülkelerde anayasal haklarını kullanan şüpheli veya sanıklara “Neden anayasal hakkını kullandın?” şeklinde bir soru yöneltilmezken, ülkemizde yerleşik yargı uygulamalarında, cep telefonu şifresini vermeyen şüphelilerin bu tutumlarının zaman zaman aleyhe değerlendirildiği bir gerçektir.
Üzülerek belirtmek gerekir ki, ülkemizde demokrasi ve tartışma kültürü öyle geri durumdadır ki, bu hakkı kullanan veya kullanmayan kişilerin siyasi görüşlerine göre söz konusu hakkın tartışmaya açıldığı; hatta “Suçsuzsa telefon şifresini versin” gibi ifadelerin dile getirildiği görülmektedir. Bu hakkın tartışılması kati suretle mümkün olmamakla beraber, hakkın tartışılması Anayasayı tartışmaya açmaktır.
Anayasamızın 38. maddesinin 5. fıkrasında, “Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.” hükmü yer almaktadır. Yine, CMK’nın 147. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde ise, şüpheli veya sanığa, “Kendisine yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu” bildirilir hükmü düzenlenmiştir.
Anayasamızda ve yasalarımızda yer alan bu........
© Hukuki Haber
