HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI YASAĞI: GAYRİMENKUL HUKUKU BAĞLAMINDA BİR İNCELEME
Hukuk düzeni, bireylere çeşitli hak ve yetkiler tanımakla birlikte, bu hakların mutlak ve sınırsız kullanımını kabul etmemektedir. Zira hakkın tanınmasının temel amacı, hakkın özüne uygun biçimde ve toplumsal barışı gözeterek kullanılmasıdır. Bu çerçevede gerek özel hukukta gerekse kamu hukukunda karşımıza çıkan “hakkın kötüye kullanılması yasağı”, hukuk düzeninin taşıyıcı kolonlarından biri olarak değerlendirilmelidir. Türk hukukunda bu ilke, başta Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olup, içtihatlarla da içeriği derinleştirilmiş, somutlaştırılmıştır.
Gayrimenkul hukuku, hakkın kötüye kullanılması yasağının en yoğun biçimde tartışıldığı alanlardan biridir. Zira mülkiyet hakkı gibi mutlak nitelikli bir hakkın sınırları, toplumsal yaşamla kurduğu ilişki nedeniyle sürekli olarak yeniden değerlendirilmekte, bu sınırlar içerisinde davranmayan maliklerin tasarrufları çoğu zaman hukuk düzeni tarafından korunmamaktadır. Özellikle kentsel dönüşüm, kamulaştırma, kat mülkiyeti ve imar uygulamaları gibi dinamik süreçlerde hakkın amacına aykırı biçimde kullanımı, bu yasağın uygulama alanını doğrudan ilgilendirmektedir.
Örneğin, bir taşınmaz maliki, komşu parseldeki yapılaşmayı engellemek amacıyla, sırf kötü niyetle, kendi parseli üzerinde yapılaşmaya yönelik muvazaalı ruhsat başvurularında bulunmakta yahut yapı kullanma izni almadan uzun........
© Hukuki Haber
