CİNSEL İSTİSMAR SUÇUNDA BAKANLIĞIN DOSYALARA KATILMA HUSUSU
Ceza yargılamasında; mağdur, suçtan zarar gören ve katılan kavramları oldukça önemlidir. Mağdur, suçtan doğrudan zarar gören bireyi ifade ederken suçtan zarar gören kavramı ise mağdurdan daha kapsamlı bir şekilde suçtan dolaylı olarak da zarar göreni ifade eder[1]. Mağduru olmayan bir suç tipi olamayacağı gibi aynı zamanda mağdur gerçek kişi olmalıdır. Her ne kadar doktrinde tüzel kişilerin de mağdur olabileceğini söyleyen görüşler olsa da genel olarak tüzel kişiler suçun mağduru olamayacak dolayısıyla ancak suçtan zarar gören olabilecektir[2]. Yine tüzel kişilerin yanında, gerçek kişiler de suçtan zarar gören olabilecektir. Örneğin kasten insan öldürme suçunda; mağdur öldürülen kişi, suçtan zarar gören ise öldürülen kişinin yakınlarıdır. Mağdur ile suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ilgili oldukları dosyaya kanunca verilen hak ve yetkilerle cumhuriyet savcısının yanında dosyada yer almak istemesi durumunda davaya katılma ya da müdahillik kavramı gündeme gelecektir[3]. Her ne kadar ceza yargılamasında kamu davasını açmak ve süreci yürütmek iddia makamı olan cumhuriyet savcısına verilmişse de katılanların da kovuşturma aşamasında savcının yanında yer alma imkanı CMK ile tanınmıştır. CMK'nın kamu davasına katılma başlıklı 237. maddesinde 1. fıkrası[4] ile de bu husus açıkça belirtilmiş yine kanunun 238. maddesinde[5] de müdahillik usulünün nasıl olması gerektiği hususu düzenlenmiştir. Böylece katılma talebinde bulunan kişi katılan sıfatını alarak kamu davasına katılabilecektir.
Doktrinde katılma talebinin soruşturma aşamasında yapılıp yapılmayacağı hususu tartışmalıdır. Her ne kadar kanun metni ve doktrindeki baskın görüş CMK 237/1 maddesi gereği katılma hususunun kamu davasının açılması şartına bağlı olduğunu, bu nedenle kamu davası açılmadan katılma talebinde bulunmanın anlamsız[6] olduğunu belirtse de diğer görüşler özellikle mağdur haklarının soruşturma evresinde de kullanılabileceği haklar olması neticesinde soruşturma aşamasında kamu davası açılma şartına bağlı olarak katılma talebinde bulunulması gerektiği belirtilmiştir[7].
Kanaatimizce de her ne kadar CMK ile soruşturma aşamasında katılan hususunun olamayacağı düzenlenmişse de özellikle mağdura soruşturma aşamasında verilen bazı hakların varlığı, soruşturmanın uzun sürmesi ile karartılacak delillerin bulunması, CMK sistemimizde şahsi dava usulünün olmaması, savcılık makamının kısmen de olsa iş yükünün azaltılması gibi hususlar gözetildiğinde, soruşturma aşamasında da katılan sıfatının kanuni düzenleme çerçevesinde alınabileceği düşünülmektedir.
Kural olarak her türlü suça ilişkin kamu davasına katılma talebi mümkündür. Yine ilk derece mahkemesince hüküm verilinceye kadar yargılamanın her aşamasında katılma talep edilebilecektir[8]. Bu suç tipine ilişkin olarak yukarıda açıklamaya çalıştığımız, suçun mağduru ve suçtan zarar görenleri katılma talebi ile dosyalara katılan olarak katılabilecek olup katılma talebini değerlendirecek olan mahkemedir. Ancak bazı özel durumlarda katılma hususu doğrudan kanun tarafından tayin etmekte ve bu hususta mahkemece ayrıca bir değerlendirme yapması mümkün olamamaktadır[9]. İşte tam bu noktada başlıkta belirttiğimiz husus gündeme gelmektedir.
Ülkemizde 08.03.2012 tarihinde kabul edilen 20.03.2012 tarihinde Resmi Gazete yayınlanarak yürürlüğe giren 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun[10] harçlar ve masraflardan, vergilerden muafiyet ve davaya katılma başlıklı 20. maddesinin 2. fıkrası[11] ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının[12], gerekli görmesi halinde kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi dolayısıyla açılan idarî, cezaî, hukukî her tür davaya ve çekişmesiz yargıya katılabileceği düzenlenmiştir. Dolayısıyla Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı incelediğimiz suç tipi olan çocukların cinsel istismarına ilişkin davalara katılabilecektir.
6284 Sayılı Kanunun tanımlar başlıklı 2. maddesinin d fıkrasında[13] şiddet kavramını tanımlamış olup bu kavramın kapsamına cinsel şiddetin de gireceği ifade edilebilecektir. Yine 2828 Sayılı Sosyal Hizmetler Kanununun korunma kararı başlıklı 22. ve korunma kararının süresi ve kaldırılması başlıklı 24. maddelerince kararı alınmış çocukla ilgili çocuğa karşı işlenen suçla ilgili kamu davalarına Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı katılabilecektir. Bu........
© Hukuki Haber
