Sürdürülebilirlik: Reklam sloganından yaşamsal gerçeğe
Sürdürülebilirlik: Reklam sloganından yaşamsal gerçeğe
Konya’daki Ekmeğin Paris Borsasıyla İmtihanı
Sürdürülebilirlik kavramı bugün çoğunlukla şehirli dillerde, mağaza vitrinlerinde ya da politika söylemlerinde karşımıza çıkıyor. “Sürdürülebilirlik” çoğu zaman eksik, hatta elit bir reklam sloganı gibi bir yerlerde asılı duruyor, sanki tam anlaşılmış değil… Sistem söylemi içine alıp, yoğurup ürün haline dönüştürdü. Şampuan şişelerindeki amblemlere, banka mesajlarına sıkıştı bu kavram.
Bir gün bir çiftçi şöyle demişti:
“Bu yıl yağmur zamanında gelmedi, su yok. Ama televizyonda sadece siyaset konuşuluyor.”
Sürdürülebilir hayatın en gerçek hâlini sabahın ilk ışığında tarlasına çıkan yaşlı bir çiftçi yaşıyor. Toprağa bakışı, tohumla kurduğu ilişki, yağmuru beklerken içinden geçirdiği dua, hiçbir borsa grafiğinde görünmez, hiçbir vitrine yansımaz. Ama aslında bütün denklemin en kritik değişkeni odur. Bahsettikleri sürdürülebilir olanı, sürdürülebilir hayatı o yaşar. Borsadaki artıştan da mazotun fiyatından da en çok etkilenen de yine odur, fakat çoğu zaman kimsenin bundan haberi olmaz.
Gerçekler: Küresel gıda ve tarım ticaretinin yıllık hacmi yaklaşık 1,9 trilyon dolar
Merceğimiz bu yazıda gıda borsasında. Sonraki yazılarda sürdürülebilirlik kavramı derinlemesine inceleyeceğim. Kavramın içi boş mu yoksa hakikaten işe yarar şeyler de yapılıyor mu, sizin kadar ben de merak........
© HTHayat
