Vicdanın sustuğu yerde hiçbir cüzdan bizi kurtaramaz
Vicdanın sustuğu yerde hiçbir cüzdan bizi kurtaramaz
Dünya ve memleket yangın yeri… Ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız. Üzerimizde kimi nasıl koruyacağımızın yorgunluğu varken yola devam etmek çok zorluyor. Bize dayatılan kalıplar bizleri kapana sıkıştırmış, şimdiye kadar doğru diye öğretilenler çoktan yanlışa evrilmiş.
Biz kadınlar nereye yetişeceğimizi bilemiyoruz. Bir arkadaşımız gerçekten yürekten “nasılsın” dediğinde gözlerimiz doluyor. Artık çok sıkıldık maskelerle yaşamaktan, iç dünyamızla dış dünyamızın uyumlu olmamasından, ruhumuza ağır gelen sorumluluklardan, başkalarının yüklerini taşımaktan ve toplumun kendine hak görerek bizlerin yaşamı hakkında konuşmasından ve dayatmalarından.
Biz yeter diyemediğimiz noktada bedenlerimiz hayır diyerek bizleri durduruyor. Aslında verdiği mesaj sen olmasan da hayat devam ediyor. Doğduğumuzdan itibaren bizlere hep başkalarını önceliklendirerek yaşamak öğretiliyor. Kafamıza taş düşüp anlayana kadar atı alan üsküdarı geçiyor, olan yaşayacakken yaşayamadığımız yıllarımıza oluyor. Durup uzaktan hayatlarımıza bakmayınca biz neler peşinde koşuyoruz farkında olamıyoruz. Hayatımızda yaşadığımız kırılımlarda ise kendimizi şimdiki aklım olsaydı, ah keşke şöyle yapsaydım derken buluyoruz.
Hayat ise bir taraftan çok basit gibi görünürken bir taraftan da çok zorluyor. Zorlandığımız........
© HTHayat
