Bir Türk Mucizesi: Türkiye Cumhuriyeti
Almanya’ya yanlayarak girdiğimiz Birinci Dünya Savaşı’nda, Almanya ile birlikte bizim de yenilmiş sayılmamız nedeniyle, 30 Ekim 1918 tarihinde Limni Adası’nın Mondros Limanı’nda demirli Agamemnon zırhlısında imzalamak zorunda kaldığımız Mondros Mütarekesi ile ordularımız dağıtılmış, ardından da ölüm fermanımız olarak kabul edilen Sevr Antlaşması 10 Ağustos 1920’de imzalanıp, milletimize dayatılmıştı. Böylece Anadolu’da bir avuç toprak parçasında yaşamaya mahkûm edilmiştik.
Oysa galipler, Agamemnon’la Çanakkale’yi geçememişlerdi ama Mondros Mütarekesi sonrasında, birçok gemiyle birlikte Dolmabahçe açıklarında demirleyerek Payitahtımız İstanbul’u yıllarca işgal etmişlerdi.
Payitahtın yanı sıra yurdumuzun birçok yerinin işgaline yol açan yenilgilerin sorumluları bir İngiliz gemisine binip kaçarken, bir cesur yürek ki adı Mustafa Kemal’di “Geldikleri gibi giderler!” diyerek, 19 Mayıs 1919’da Anadolu topraklarına ayak bastığı Samsun’dan yaktığı meşaleyle, sonu büyük zaferle sonuçlanacak Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştı.
Mazlum milletlere ilham kaynağı olan bu savaşın sonunda, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi.
Cumhuriyetin ilanından sonra Türk Milletinin “Atatürk” soyadını vereceği Mustafa Kemal Paşa, ilk Cumhurbaşkanımız olarak, ilk Başbakanımız olmasını istediği İsmet İnönü’ye gönderdiği mektubunda, “Bize geri, borçlu ve hastalıklı bir vatan miras kaldı.” sözleriyle milletimizin içinde bulunduğu vahim durumu özetlemişti.
Okulumuz yoktu; dolayısıyla okuryazar oranımız da yok denecek kadar azdı. On yıllarca süren savaşlarda iyi yetişmiş gençlerimizi yitirmiştik. Doktor........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d