Üniversite öğrencilerinin başarısını etkileyen temel faktörler nelerdir?
“Yükseköğretim Sermayesi kazanmak için öğrencilerin yalnızca derslere katılması yetmez. Aynı zamanda sosyal etkinliklerde yer almalı, kampüs kaynaklarını kullanmalı, akademik danışmanlık ve mentorluk hizmetlerinden yararlanmalı, öğrenci kulüplerine katılmalı ve mesleki ağlar kurmalıdır. Böylece, öğrenciler sadece bir diploma değil, yaşam boyu kullanabilecekleri güçlü bir sermaye edinmiş olurlar.”
Prof. Dr. Ahmet Aypay ile üniversite öğrencilerinin üniversiteye uyum ve başarıları üzerine konuştuk.
Üniversiteye yeni başlayan öğrenciler için en yaygın uyum sorunlarından biri akademik beklentilerdeki değişimdir. Lise düzeyinde daha çok öğretmen yönlendirmesine alışık olan öğrenciler, üniversitede kendi öğrenme süreçlerini yönetmek zorunda kalırlar. Bu durum zaman yönetimi, çalışma disiplini ve akademik okuryazarlık açısından zorlayıcı olabilir. Öğrencilerin akademik başarıya ulaşmaları için sadece zekâ ya da bilgi yeterli değildir; aynı zamanda sosyal ve duygusal destek sistemlerine de ihtiyaçları vardır.
Bunun dışında, sosyal uyum da önemli bir sorundur. Özellikle farklı şehir ya da ülkelerden gelen öğrenciler, yeni bir çevreye alışmakta güçlük çekebilirler. Yalnızlık, aidiyet hissi eksikliği ve arkadaş edinme zorlukları bu süreci daha da karmaşık hale getirebilir. Barınma koşulları, maddi sorunlar ve ailesel destekten uzak olma gibi faktörler de öğrencilerin uyumunu olumsuz etkileyebilir.
Son olarak, üniversitenin kurumsal yapısına ve kültürüne alışmak da zaman alır. Öğrenciler, üniversitenin işleyişi, bürokratik süreçler ve kampüs kültürüne dair bilgi eksiklikleri nedeniyle zaman zaman stres yaşayabilirler. Bu nedenle oryantasyon programları, rehberlik hizmetleri ve mentorluk sistemleri öğrencilerin bu zorluklarla başa çıkmasında oldukça faydalıdır.
Üniversite öğrencilerinin akademik başarısını etkileyen pek çok faktör bulunmaktadır. Bunların başında öğrencinin içsel motivasyonu gelir. Öğrenciler yalnızca not almak ya da mezun olmak için değil, anlamlı öğrenme ve kişisel gelişim amacıyla öğrenmeye yönlendirildiğinde daha kalıcı ve derinlemesine öğrenme gerçekleşir. Bu da akademik başarıyı doğrudan etkiler.
Bunun yanı sıra zaman yönetimi becerileri, çalışma alışkanlıkları ve akademik stratejiler de oldukça önemlidir. Ders takibi, not alma, kaynaklardan yararlanma gibi becerileri gelişmiş olan öğrenciler, derslerde daha başarılı olur. Ayrıca, ders dışı faaliyetlere (kulüpler, gönüllülük, staj vb.) katılan öğrenciler hem sosyal hem de akademik yönden daha güçlü bir profil çizerler.
Sosyal destek sistemleri de öğrencinin başarısında önemli rol oynar. Aile desteği, arkadaş çevresi, akademik danışmanlık ve öğretim elemanlarıyla kurulan ilişkiler öğrencilerin başarıya ulaşmasında itici güç olur. Maddi olanaklar, barınma durumu ve sağlık koşulları gibi çevresel faktörler de başarıyı etkileyen diğer unsurlardır.
Sonuç olarak, akademik başarı yalnızca öğrencinin bireysel çabasıyla değil, bulunduğu çevrenin sunduğu imkanlar ve üniversite politikalarıyla birlikte şekillenir.
Üniversite öğrencilerinin kendilerini kampüs ortamına ait hissetmeleri, hem akademik başarı hem de psikolojik sağlık açısından büyük önem taşır. Üniversiteye aidiyet hissi olan öğrenciler, derslere katılım, kampüs etkinliklerine katılım ve sosyal ilişkiler açısından daha aktif olurlar. Bu da dolaylı yoldan akademik performansı ve mezuniyet oranlarını artırır.
Aidiyet hissi, öğrencilerin yalnızlık duygusunu azaltır ve sosyal kaygılarını hafifletir. Öğrenciler kendilerini güvende, değerli ve desteklenmiş hissettiklerinde üniversite hayatına daha kolay adapte olurlar. Bu duygu aynı zamanda öğrencilerin özgüvenini artırır, risk alma ve yeni deneyimlere açık olma eğilimlerini güçlendirir. Üniversiteye ait olma duygusu, motivasyonu ve öğrenmeye olan ilgiyi de besler.
Özellikle farklı sosyo-kültürel geçmişe sahip öğrenciler için aidiyet hissi daha kritik hale gelir. Irksal, etnik, dini ya da ekonomik farklılıklara sahip öğrenciler kendilerini dışlanmış hissettiklerinde, akademik başarısızlık, devamsızlık ya da okulu bırakma gibi riskler artabilir. Bu nedenle üniversitelerin kapsayıcı politikalar geliştirmesi, öğrenci kulüplerini desteklemesi ve danışmanlık hizmetlerini yaygınlaştırması bu bağlamda çok değerlidir.
Aidiyet hissini geliştiren üniversiteler, öğrencilerde "ben buraya aidim" duygusunu güçlendirerek onların gelişimlerini destekler ve mezuniyet sonrası hayata hazırlanmalarını kolaylaştırır.
Aidiyet duygusu, öğrencilerin bir üniversitenin sosyal ve akademik topluluğuna kendilerini ait hissetmeleriyle gelişir. Öğrencilerin sosyal etkileşimleri, kampüs etkinliklerine katılımı ve öğrenci kulüplerinde aktif olmaları bu duygunun gelişmesinde kritik rol oynar. Ayrıca, öğrencilere kendilerini değerli hissettirecek geri bildirimler ve akademik destek mekanizmaları da aidiyet duygusunu artırır. Özellikle birinci sınıf öğrencileri için mentorluk programları, oryantasyon etkinlikleri ve ders dışı danışmanlıklar bu süreci kolaylaştırır. Aidiyet duygusu gelişen öğrenciler, üniversiteye daha bağlı hisseder, derslerde daha aktif olur ve kampüs yaşamına daha fazla katkıda bulunur. Bu da onların genel başarılarını artırır ve okul terk oranlarını düşürür. destekleyici bir kampüs atmosferi olan kurumların öğrencilerde bu duyguyu daha fazla geliştirdiği görülmektedir.
Öğrencilerin kampüste güvende hissetmeleri, sadece fiziksel değil, duygusal ve psikolojik güvenliği de kapsar. Öğrencilerin güvenlik algısı kampüs politikaları, güvenlik personelinin erişilebilirliği ve kampüs aydınlatması gibi fiziksel unsurlarla başlar. Ancak en az bunlar kadar önemli olan, kampüs ortamında ayrımcılığın, zorbalığın ve dışlanmanın önlenmesidir. Öğrenciler, kimliklerini özgürce ifade edebildikleri, farklılıklara saygı gösterilen ve hoşgörülü bir ortamda bulunduklarında kendilerini güvende hissederler. Ayrıca, öğrencilerin sorunlarını dile getirebilecekleri danışmanlık merkezleri ve öğrenci destek hizmetlerinin varlığı da güven hissini artırır. Çalışmalar, öğrencilerin bireysel farklılıklarının tanındığı ve korunduğu ortamlarda, akademik başarılarının ve sosyal katılımlarının daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.
Üniversiteye geçiş süreci öğrenciler için önemli bir dönüm noktasıdır ve bu süreç, öğrencilerin hem duygusal hem de akademik gelişimlerinde belirgin bir etki yaratır. Birçok öğrenci lise dönemindeki destekleyici yapının dışına çıkarak yeni bir bağımsızlık ve sorumluluk ortamına geçiş yapar. Bu süreçte, öğrenciler artık kendi kararlarını almak zorundadırlar. Ders seçimleri, zaman yönetimi, sosyal çevre oluşturma gibi konularda bireysel sorumluluk üstlenmeleri gerekir.
Bu geçiş süreci bazı öğrencilerde stres, kaygı ve yalnızlık duygularını tetikleyebilir. Ancak üniversiteler bu süreci kolaylaştırmak için oryantasyon programları, akademik danışmanlık ve psikolojik destek hizmetleri sunmaktadır. Bu geçişin sağlıklı şekilde gerçekleşebilmesi için öğrencilerin sosyal sermaye biriktirmesinin – yani arkadaş grupları, mentör ilişkileri ve kulüpler gibi yapılarla bağ kurmalarının – çok önemli olduğunu vurgulanır. Ayrıca, bu süreçte öğrencilerin ailelerinden aldıkları duygusal destek de başarıları üzerinde etkili olabilir.
Sonuç olarak, üniversiteye geçiş süreci, bireyin bağımsız bir yetişkin olarak şekillenme sürecidir. Öğrencilerin bu dönemde yaşadıkları deneyimler, onların özgüvenlerini, akademik motivasyonlarını ve sosyal uyumlarını doğrudan etkileyebilir. Bu süreçte hem kurumsal destek hem de bireysel çaba başarıyı belirleyen temel etmenlerdendir.
Araştırmalar, üniversite öğrencilerinin karşılaştığı en büyük zorlukların akademik baskı, sosyal uyum sorunları ve ekonomik sıkıntılar olduğunu ortaya koymaktadır. Akademik açıdan, üniversitede öğrenciler genellikle daha yüksek beklentilerle karşılaşır. Kendi başlarına ders çalışmak, projeleri zamanında teslim etmek ve sınavlara hazırlanmak gibi sorumluluklar öğrenciler üzerinde baskı oluşturabilir. Bu durum özellikle zaman yönetimi becerileri gelişmemiş olan öğrenciler için zorlayıcı olabilir.
Sosyal uyum süreci de öğrenciler için ciddi bir zorluktur. Yeni bir çevreye, farklı kültürel ve sosyal arka planlardan gelen insanlara alışmak........
© HalkTV
