menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

2033 Eğitim Vizyonu perspektifinden CHP eğitim programına eleştirel bir bakış

16 0
02.12.2025

CHP’nin eğitim programı, güçlü bir eşitlikçi yaklaşım, kamusal eğitim vurgusu, toplumsal cinsiyet eşitliği, kapsayıcı eğitim ve dijitalleşmeyi sahiplenen bir değer seti sunmaktadır.”

İstanbul Aydın Üniversitesi, STEM Eğitimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Devrim Akgündüz ile CHP’nin yeni eğitim programını konuştuk.

CHP’nin eğitim programı, genel çerçeve ve yönetişim açısından sizin baş editörlüğünü yaparak ülkemize kazandırdığınız 2033 Türkiye Eğitim Vizyonu ile karşılaştırıldığında nasıl bir tablo çiziyor?

CHP’nin eğitim programı, eşitlik, kamusallık, toplumsal cinsiyet eşitliği ve bilimsel müfredat gibi alanlarda güçlü ilkesel çerçeveler sunmaktadır ancak 2033 Türkiye Eğitim Vizyonu ile karşılaştırıldığında programın önemli bir bölümünün hâlâ “yapısal dönüşüm” yerine “genel beyan” seviyesinde kaldığı da görülmektedir. Programda pek çok vaat bulunmakta fakat bu vaatlerin büyük bölümü ölçülebilir, süreli, rakamsal ya da performans göstergelerine bağlı bir hedef sistemi ile desteklenmemektedir. Örneğin “tüm devlet okullarında tam gün eğitime geçilecektir” ifadesi önemli bir politika vaadi sunmakta ancak bunun hangi süre içinde, hangi bütçeyle, kaç okulda, hangi kapasite artışıyla gerçekleşeceğine dair veri temelli bir projeksiyon bulunmamaktadır. Benzer biçimde dijital dönüşüm alanında “ücretsiz dijital eğitim platformu” hedefi belirtilmekte fakat bu platformun öğrenme analitiği, kişiselleştirme, izleme-değerlendirme ve öğretmen destek bileşenlerinin nasıl işleyeceği açıklanmamaktadır. Bu çerçevede program, niyetleri ve yönelimi ortaya koyan bir metin sunmakta ancak 2033 vizyonunun gerektirdiği anlamda “proje mantığına sahip, ölçülebilir hedefli bir eylem planı” görünümü taşımamaktadır.

Uluslararası kuruluşların (özellikle UNESCO’nun 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları-SDG4, OECD’nin 2030 eğitim ve beceri çerçevesi vb.) hedefleriyle uyum açısından bakıldığında, programın eşitlik, kapsayıcılık, toplumsal cinsiyet, erken çocukluk eğitimi, dijitalleşme ve yaşam boyu öğrenme gibi alanlarda genel bir uyum taşıdığı görülmektedir. Bununla birlikte metin, bu uluslararası çerçevelere açık ve doğrudan atıflar içermemekte, göstergeleri bu çerçevelerle hizalayan bir yapı sunmamaktadır. Ulusal standartlar, yeni endeksler veya kalite göstergeleri de programda isimlendirilmiş biçimde yer almamaktadır. “Ulusal okul kalite endeksi”, “öğrenme çıktıları göstergeleri”, “dijital erişim endeksi” gibi yeni endeks ve standart setleri tanımlanmamaktadır. Bu nedenle program, değer düzeyinde küresel eğilimlerle uyumlu bir yönelim taşımakta fakat uluslararası standartlarla yapısal ve göstergelere dayalı bir hizalanma sunmamaktadır.

Program şeffaflık ve hesap verebilirlik açısından önemli ilkeler sunmaktadır; “demokratik, kamucu, eşitlikçi eğitim sistemi” vurgusu bu bakımdan anlamlı bir çerçeve taşımaktadır. Bununla birlikte, eğitim sisteminde bağımsız bir izleme ve değerlendirme mekanizması, okul ve il bazlı veri panelleri, kamuya açık standartlar veya ulusal bir kalite güvence çerçevesi gibi somut yapılar tanımlanmamaktadır. Hangi göstergelerin yıllık olarak izleneceği, bu göstergelerin kamuoyuyla nasıl paylaşılacağı, hesap verebilirliğin hangi kurumsal mekanizma üzerinden sağlanacağı metinde yer almamaktadır. Dolayısıyla program, şeffaflık ve hesap verebilirliği değer olarak sunmakta fakat 2033 Türkiye Eğitim Vizyonu’nun gerektirdiği türde, ölçülebilir ve kurumsallaşmış bir yönetişim modelini ayrıntılı biçimde ortaya koymamaktadır.

CHP’nin eğitim programı öğretmen yetiştirme, mesleki gelişim, kariyer basamakları ve okul liderliği konularında ne söylüyor, neleri eksik bırakıyor?

Öğretmen yetiştirme ve mesleki gelişim açısından program olumlu bir başlangıç noktası sunmaktadır. “Öğretmen yetiştirme programlarının içeriğinin bilimsel, pedagojik ve dijital yetkinlikleri güçlendirecek şekilde düzenleneceği” ifadesi, öğretmen eğitiminde güncelleme ve niteliğin artırılması yönünde bir irade taşımaktadır. Ancak bu bölüm, öğretmenlik mesleğinin kökten dönüşümünü hedefleyen bütünsel bir model sunmamaktadır. Öğretmen mesleki gelişiminin bireyselleştirilmesi, kişiye özgü gelişim planları, mikro-sertifika sistemleri, portfolyo temelli kariyer gelişimi, yapay zekâ destekli mesleki gelişim izleme sistemleri veya okul temelli profesyonel öğrenme toplulukları gibi çağdaş mekanizmalar programda yer almamaktadır. Hizmet öncesi eğitim ile hizmet içi mesleki gelişim arasındaki süreklilik de açık biçimde tanımlanmamaktadır. Bu nedenle program, öğretmen eğitimine ilişkin ilkesel bir yönelim sunmakta ancak 2033 vizyonunun beklediği düzeyde, bireyselleştirilmiş ve veri temelli bir mesleki gelişim sistemi ortaya koymamaktadır.

Öğretmen yetiştirme modellerine ilişkin eksiklikler bu noktada daha görünür hale gelmektedir. Programda eğitim fakültelerinin yeniden yapılandırılmasına, öğretmen yetiştirme paradigmalarının güncellenmesine veya uzun soluklu, bütünsel bir öğretmen yetiştirme modelinin tanımlanmasına ilişkin ayrıntı bulunmamaktadır. Çağdaş ülkelerde yaygınlaşan okul temelli öğretmen eğitimi modelleri, okul–üniversite iş birliği temelli mentorluk mekanizmaları, video analiz ile mikro öğretim döngüleri, okul temelli uzun süreli uygulama modelleri ve yapay zekâ destekli performans değerlendirme araçları gibi yapıların programda yer almaması önemli bir boşluğa işaret etmektedir. Öğretmen adaylarının eğitim fakültesi öncesi seçimi ile öğretmen adaylarının mesleğe geçiş dönemini kapsayacak yeterlik temelli bir “hazırlık yılı” modeli, mentorluk desteği, portfolyo temelli değerlendirme mekanizmaları veya öğretmenlik için ulusal bir yeterlik çerçevesi de tanımlanmamıştır. Bu durum, öğretmen yetiştirme sürecinin yalnızca içerik güncellemesiyle değil paradigmatik bir dönüşümle ele alınması gerektiğini ancak programın bu dönüşümün yol haritasını........

© HalkTV