menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Cemil Önal suikasti tanığından FETÖ itirafları

409 8
15.05.2025

Son yazımda, Halil Falyalı’nın finans müdürü olduğu söylenen Cemil Önal’ın 1 Mayıs’ta Hollanda’da öldürüldüğü gün yanında bulunan Bayram Bozkurt (Hakan Aslan) ile bir söyleşi gerçekleştirmiştim.

Bozkurt hem cinayet anını hem de Önal’a dair bildiklerini bana bütün detaylarıyla anlattı.

Ancak o söyleşide bir eksik vardı:

Bozkurt’un öyküsü.

Türkiye, Bozkurt’u Erzincan Davası’ndan biliyor.

‘İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın Erzincan’da o dönemin 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk ve Başsavcı İlhan Cihaner tarafından yürürlüğe konduğu iddiasıyla açılan soruşturma, ‘Gizli Tanık Efe’nin anlatımlarına dayandırılıyordu.

Bu kişi İliç Savcısı Bayram Bozkurt’tu.

İliç’teki altın madeninden ve esnaftan rüşvet aldığı iddia edilen Bozkurt, yakayı kurtarmak için gizli tanık olmayı kabul etti. Uçuk kaçık suçlamalarda bulunan Bozkurt, istifa ettiği savcılığa, Tanık Koruma Kanunu kapsamında adı Hakan Aslan diye değiştirilerek, yeniden döndü.

İki yıl ABD’de kaldı.

2015’te döndü.

15 Temmuz’dan sonra İzmir’de saklanırken yakalandı.

İki yıl cezaevinde kaldı.

FETÖ aleyhine ifade verdi.

2019’da yasadışı şekilde Yunanistan’a geçti.

Şu an Almanya’da…

Geçirdiği FETÖ soruşturmasından ötürü mağdur olduğunu öne sürerek iltica hakkı elde etti. Bugün itibariyle, Avrupa’ya göçenlerin Türkiye’de davalarına bakıyor. Baktıkları arasında, yakın arkadaşı Cemil Önal da vardı.

Bozkurt, söyleşimizin ikinci bölümünde, 12 yaşında beri FETÖ’nün içinde olduğunu, örgütün yönlendirmesiyle hukuk fakültesine yönlendirildiğini, Ordu’da savcılık yaparken 300 hakim ve savcının abiliğini yaptığını kaydediyor.

“Ben kriptoydum. Kriptonun kriptosuydum hatta” diyor.

Rüşvet iddiasından ötürü soruşturma açıldığı için FETÖ tarafından ‘kucağa alındığını’ ve Ergenekon’da tanıklığa ikna edildiğini savunuyor.

“Orada amaç Saldıray Berk’ti. Cemaatin en büyük derdi, askeri yapılanmayı ele geçirmekti. Terfi zincirinde İlker Başbuğ'dan sonraki en önemli isim oydu. Berk, tehlikeli görülüyordu” diyor.

Erzincan Davası’nın FETÖ operasyonu olduğunu söylüyor.

Bozkurt, ABD’de kaldığı dönemde FETÖ’nün CIA kontrolünde olduğunu gördüğünü, darbe planını öğrendiğini ve bu bilgiyi 15 Temmuz’dan önce ilgili kurumlara bildirdiğini iddia ediyor.

İşte, Bozkurt’un itirafları:

Erzincan Davası’ndaki rolünüzü hem o tarihte haberleştirmiş hem de ‘Postmodern Cihad’ adlı kitabımda anlatmıştım.

İlk defa benimle konuşuyorsunuz.

Evet, ilk defa. Bugün rolünüzü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Cemaat devletin yüzde 80'ini ele geçirmişti ve çok profesyonel çalışıyorlardı. İllegal iş yaptıracaksa önce kucağına alır cemaat. Elindeki doneleri kucağına aldığı kişiye karşı kullanır. Dosyam vardı benim. Beni kucağına almış gibi bir şey oldu.

Ne dosyanız vardı?

İliç altın madeninde menfaat çatışması olduğu için köylüler ve madencilerden her gün şikayet dilekçesi geliyordu. Başsavcı İlhan Cihaner, görevlendirdi; soruşturma açtık. Birileri Cihaner'e rüşvet aldığımı söyledi. Cihaner de benimle ilgili dosya açtı. Normalde Cihaner'le iyiydim. Beraber rakı içmeye gidiyorduk.

Ama o esnada cemaatçiydiniz.

Cemaatçiydim ama Cihaner, cemaatçi olduğumu bilmiyordu.

Rakı içiyor olmanız takiyye miydi?

Yok, değil. Gerçekten Cihaner’i sevmiştim. Seminer olacaksa beraber giderdik. Çok vakit geçiriyorduk. Bir de ben Kadir Özbek'e (Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanı) çok yakındım zaten.

Ve hiçbiri cemaatçi olduğunuzu bilmiyordu.

Bilmiyordu, yok. Ben o dönemde kripto, kriptonun kriptosuydum hatta. Cemaatin şöyle yapılanması var: Devletin bir kadrosunda bulunuyorsa, örneğin 500 kaymakam varsa, 300’ü cemaat mensubuysa, 100’ünü ayırır. Der ki “Siz Alevisiniz, solcusunuz, ateistsiniz, kriptosunuz.” Birimlerini, ailelerini ayırır. Diğerlerinden haberi olmaz çoğu zaman.

Ne zamandan beri içindeydiniz?

12 yaşından beri. Orta 1’den itibaren.

Hiç bağınız kopmadı.

Hiç kopmadı. Gülen’in Şadırvan ve Hisar vaazlarını verdiği dönemde ben oradaydım. Ona katıldım ben.

Hukuk Fakültesi’ne ve savcılığa yönlendirilmeniz onların vesilesiyle mi oldu?

Tamamen onların vesilesiyle oldu.

Abiniz var mıydı? Siz birinin abisi miydiniz?

Benim çok abim oldu. Çok da abilik yaptım. Ordu savcısıyken, ‘Taşra 3’ün (Belirli bir sicil numaraları arasındaki hakim savcılar) Karadeniz’de bölge abisiydim. Belki 200-300 hakim savcı vardı. Bütün Karadeniz'e bakıyordum.

Sohbetler oluyor muydu?

Evet, devam ediyordu.

Sizde ByLock var mıydı?

Bende ByLock yoktu. Kriptolarda ByLock olmaz.

Kriptoydunuz.

Kriptoydum. Alevi olarak biliniyordum.

Alevi misiniz?

Bir tarafımda Alevilik var. Babamın anne tarafı.

Alevi diye biliniyorsunuz.

Öyle biliniyordum, evet. Cemaat o yönümüzü biliyordu. “Buradan gireceksin” diyordu.

Alevi olarak bilinmenizi mi istiyordu?

Tabii ki.

İbadetinizi nasıl yapıyordunuz?
Biliyorsunuz, ruhsat işi çok geniş bir olay. İçeceksin, sarhoş olmayacaksın; bilmem ne yapacaksın, zevk almayacaksın. Duruma göre her........

© HalkTV