Alevi örgütlülüğü devrimci bir öze kavuşturulmalı…
Demokratik kitle örgütlenmesi amacıyla ortaya çıkan lakin amacından şaşan örgütlenmelerin toplumsal karşılığı sönümlenmeye muhtaçtır. 1990’larda önemli bir toplumsal kesimin sesi olmak üzere örgütlenmeyi ve demokrasi mücadelesinde yer edinmeyi amaçlayan ‘Alevi’ kimlikli dernekler günümüzde varlık nedenlerini ortadan kaldırmış pozisyondadır. Dernek veya vakıf yönetimini ele geçirenler kişisel hırslarına yenik düşmekten kendilerini alıkoyamıyorlar.
Çözüm bekleyen toplumsal taleplerin üzerinde tepişen bu yöneticiler, güvenilirliklerini yitirdiği için 35 yıllık geçmişine rağmen bir arpa boyu yol alamayan bir yönetim tarzıyla toplumun inancından uzaklaşmasına neden olan öncülere dönüştü.
Siyasi iktidar tarafından Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulan Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı (ABKCB) var olan Alevi derneklerini adeta tasfiye eder nitelikte bir çalışma içinde başarıdan başarıya koşmaktadır. Bunu göremeyen veya görmek istemeyen ‘Alevi’ adını taşıyan dernek, vakıf ve federasyonlar bu asimilasyoncu odağa karşı günümüze kadar kayda değer bir girişimde bulunmadı.
Aleviler hızla asimilasyona uğramaktadır. Özellikle kırsal bölgelerde çalışmalar yürüten ABKCB’nın misyonerleri bu bölgelerdeki cemevilerini çeşitli vaadlerle veya tehditlerle ele geçirmiş durumda.. Bu saldırılara karşı dahi bir çaba harcamayan ‘Alevi Çatı Örgütüyüm’ diyen yapıların şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekmektedir. Bazı Cemevleri bu ‘çatı örgütleri’nin şubesi olduğu halde ABKCB’na bağlanmaktadır. İlginç olan bugün yüzlerce Cemevi’nin kapısında bu asimilasyon merkezinin tabelasının bulunması merkez yöneticilerini hiç de rahatsız etmemektedir.
Bu Cemevleri’nin ABKCB’na bağlanmasına karşı tavırsız kalan dernek ve vakıfların etki alanı her........
© HalkTV
