menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Resul Emrah Şahan: ‘Türkiye ittifakını’ mahkum edip ‘soyadımız Türkiye’ diyemezsiniz

44 1
18.06.2025

Şişli’nin tutuklu Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, hakkındaki ‘çete’ iddiasından İPA’nın yaptığı çalışmaların iktidarı nasıl rahatsız ettiğine; ‘kent uzlaşısı’ sürecinin suç sayılmasından ‘itirafçı’ adı altında alınan ifadelere kadar İBB ve belediyelere yönelik operasyona dair halktv.com.tr’nin sorularını yanıtladı:

Taş Yapı’ya ilişkin süreçte Emrullah Turanlı sizi ve Ekrem İmamoğlu’nu “çete” olmakla itham etti fakat resmi belgelere bakınca sürecin yasal olarak işlediği görülüyor. Hakkınızdaki iddialara ne diyorsunuz?

Çok net söylüyorum, Şişli’nin ortasına 72 katlı rezidansı dikemeyecekler. Yaptırmayacağız. Şişlili rahat olsun, müsterih olsun. Orada bir şey yapılacaksa bu kentin faydasına, şehircilik ilkelerine uygun bir proje olacak. Bunu bir temenni olarak değil, bir şehir plancısı ve başkan olarak kendimden çok emin söylüyorum.
Devletin kasasına girecek olan cezaya rüşvet diyen müptezelliği de gülerek, üzülerek izliyorum.

Bize “çete” diyen kim? Bir gecede, bir imzayla rezerv alanda, rantı emsallerine göre onlarca kat artırarak imar izni alabiliyor. Buna dur diyen biz, çete oluyoruz.

Çete” dedikleri kimdir? Bu kenti, bu şehri, kul hakkını koruyandır. 2019’dan bu yana Ekrem Başkan’ın yaptığı budur. Bizim yaşadığı şehri korumaya çalışan şehir plancıları olarak yaptığımız budur. p’le seçilmiş Şişli’nin plancı belediye başkanı olarak benim mesleki, siyasi, kamusal görevim var. İnanın tüyü bitmemiş yetim hakkı yiyerek zenginleşmiş bir avuç zavallıya güler geçeriz, asla geçit vermeyiz.

Teknik olarak malum proje neresinden tutsanız elinizde kalacak haldedir. Kamu arazisine izinsiz inşaat yaptığı için 500 milyon liralık ecrimisil cezası kesinleşmiş. Biz ruhsata aykırılığı tespit edip ceza kesince Bakanlık apar topar tadilat ruhsatı vermiş. UTK (ulaşım izni, kamyonların alana girebilmesi için) iptalinden sonra kural tanımaz, ceza tanımaz bir şekilde mühür kırılmış.

İzinsiz bir şekilde devam eden inşaatın kamyonları, peçete satarak geçimini sağlayan yaşlı bir kadının ölümüne sebep olmuş. Bu inşaat, her tarafı kuralsızlık, iş bilmezlik, arsızlık olan, şehrin kalbine saplanmış bir hançerdir. Şişli’nin ortasına 1 milyon m2 inşaat yapma hevesidir. Şişli’nin Merkez Mahallesi’ndeki tüm evlerin m2’sini toplayın ondan fazla, düşünebiliyor musunuz? Akıl, mantık yoksunu bir iş özetle.

Ancak şunu gönül rahatlığıyla söylüyorum, projenin tüm plansız ve hukuka uygun olmayan süreçlerini, göreve geldiğimden itibaren kestiğim cezalarla, merkezi hükümete yazdığım yazılarla, kurumlar arası yazışmalarla tarihe ve resmi süreçlere kaydetmiş durumdayız.

Şişli’de yüksek yapılaşma ve rant odaklı projelerin uzun yıllara dayanan izleri var. Taş Yapı bu zincirin neresinde duruyor?

Şişli bu konuda iyi bir İstanbul özetidir. Bakın İstanbul’da 2019 öncesinde, bakanlık ve bir önceki İBB yönetimi tarafından yapılan imar artışları ve imtiyazlı planların rantı 85 milyar dolar. Sadece Şişli’de deprem toplanma alanı, pazar alanı, spor alanı olarak bilinen 4 alanda yapılan imar değişikliği ile 2019 öncesi sağlanan rant 5 milyar dolar. 5 milyar dolar ile bugün yapı stoğunun ’ü deprem öncesi olan Şişli’nin tüm yapılarını yenileyebilirsiniz. Oysaki bu rant bir elin parmağını geçmeyecek kişilere aktarıldı.

İşte konu tam da bu. Bu rant Şişli’nin yoksul mahallesine gitmedi. Kuştepe’ye gitmedi. Nereye gitti? İktidarın müteahhitlere rant, siyasete kaynak üretme sistemine gitti.

Milyar dolarlık bir projenin birkaç yüz metre aşağısındaki Kuştepe’de, ben belediye başkanı olduktan sonra ilkokullarda başlattığımız bir öğün bizden projesi sayesinde okullaşma oranı arttı. “En azından çocuk okulda aç kalmıyor” diye anneler çocuklarını daha önce göndermedikleri okula göndermeye başladılar.

Bir yanda bu kadar yoksulluk varken, diğer tarafta, Kuştepe’ye yürüyerek 20 dakikada uzaklıktaki başka bir yabancı liseden geçen sene mezun olan tüm çocuklarımızdan sadece bir tanesi bu ülkede kaldı, onun dışında tüm mezunları yurtdışına gitti. Bizler bugün hayallerini ülke dışında arayanlarla, hayal bile kuramayanların orta noktada buluşabildiği, ortak fayda üretebildiği bir düzeni kuracağız.

Görev sürenizin kesintiye uğramasından önce başlattığınız kentsel dönüşüm odaklı projeler vardı. Merkezi iktidarın modeli ile sizin modeli arasındaki fark nedir?

Aslında temel fark şu: Biz deprem, dönüşüm, dirençli kent kavramını yaşam ve insan odaklı ele alırız. Fakat mevcut siyasi iktidar konuyu çok uzun yıllardır betonun metrekaresine göre ele alıyor. Aksini yapma ihtimali maalesef yok. Çünkü iktidar, siyasal varlığının gücünü ve finansını buradan yarattı. Bizim temel yaklaşımımız, dönüşümde topyekun hayatı güçlendirmek, çocuğu, kadını, genci, yaşlıyı, kentteki kırılgan toplulukları, vatandaşı güçlendirmektir. Yurttaşımızı kent yaşamının büyük baskısına karşı ezdirmemek, eşitsizliğin getirdiği risklere karşı korumak, kollamak ve bunu bir kamu aklıyla yapmaktır.

Gençlik politikalarını yaptıkları binalarla, sağlık politikalarını yaptıkları beton hastanelerle, bu ülkenin........

© HalkTV