menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bertolt Brecht’in yaşamı ve tiyatro anlayışı (III. Bölüm)

15 1
28.06.2025

Ülkede olanlara ne diyorsunuz? Ben de benzer şeyler diyorum. Hukuk 101, ekonomi 101, siyaset 101, sağlık 101 ülkesinde yaşamak epey zor. Profesyoneli olmamamıza rağmen, farklı alanlardaki üniversitelerde, giriş derslerinde okutulan bilgileri öğrenmek durumundayız. Tabii hocaların yeterliliği kadar öğreniyoruz. Ya da ne kadar öğrenmemiz isteniyorsa o kadar. Bu 101 giriş derslerinin sınavları ise erken, geç, ansızın, belki bir vakitte önümüze konan sandıklarda ve hep sınıfta kalıyoruz.

Ben okuyucularımı tiyatro başta olmak üzere sahne ve görsel sanatlarda 101 in ötesine taşımanın gururuyla, gündeme okuma süresince ara verdiriyorum. Size Bertolt Brecht’i sevdiğimi söylemiştim. İzninizle son kez bu haftayı da ona ve epik tiyatro kuramının detaylarına ayırdım.

Brecht’in yaşadığı 1900’lerin ilk çeyreği ve sonrası, tiyatroda farklı söylemlere ihtiyaç duyulan bir dönemdi. Fikirde ve metinde oluşan bu yeniliğin sahnede anlatımı için de alışkanlıkların dışına çıkmak gerekiyordu. Yani öz değişikliği, biçim değişimini kaçınılmaz kılmıştı.

Brecht’in eleştirdiği duyguların ön planda olduğu burjuva tiyatrosu seyircisini büyüler. Seyirciden sahne üzerinden aktarılanları, bu büyünün etkisinde, sorgusuz sualsiz kabul etmesi beklenir. Seyirci sahnedeki karakterlerle ya da olaylarla özdeşlik kurarak katarsis yani arınma yaşar. Oysa yeni anlayışta seyirciden istenen, düşünmesi, sorması ve ‘‘kahramanın yerinde ben olsam ne yapardım?’’ diye fikir üretmesidir. Halkın düşünme işi tarihin her döneminde çok önemli. Hiç tükenmeyen ihtiyaç. Düşünsenize. Olanları düşünün yani.

Brecht, oyuncusunu ve seyircisini duygu tiyatrosundan eleştiri tiyatrosuna çıkartmayı sahnede kullandığı yabancılaştırma tekniği ile sağlar. Seyircinin sahnedeki olay ya da karakterle özdeşlik kurmasının önüne geçen bu teknik, seyirci soru sormaya ve çözüm üretmeye iter. Sahnede yaratılan illüzyonun bozulmasını sağlayan yabancılaştırma Brecht’in ismiyle özdeşleşmiştir. Brecht’e kadar seyircide hayranlık kadar korku, acıma duyguları uyanması gerektiğini savunan Aristoteles de dahil olmak üzere........

© HalkTV