Dün dündür, ya yarın?
Erdoğan bugünkü Meclis grup toplantısında yine esti gürledi.
Dolmabahçe Camii’ndeki içki iddialarının boşa çıktığını unutup bu kez Şehzadebaşı Camii’nin yanındaki kabristanın harap edildiği iddiasını gündeme getirdi.
Kabataş’ta başörtülü bir kadının onlarca yarı çıplak, deri pantolonlu, eldivenli erkeğin tacizine uğradığı yalanını.. Üstelik “görüntüleri var, izleteceğim” diye Türkiyeyi galeyana getirmeye çalıştı..
Bir vakitler Bahçeli ile birbirlerine nasıl ağır ifadelerle hücum ettiklerini unutup Cumhur ortağını göklere çıkardı.
Alışığız tabii. Ege kıyılarında ailece tatil yaptıkları Esad’ı “Müslüman Kardeşler örgütüne yönetimde yer vermedi” diye bir anda KATİL ESED’e dönüştürdüğünü biliyoruz.
Kürt siyasetiyle med cezir ilişkisini de..
Zaten çok daha öncesinden.. Demirel’i siyaset literatürüne kazandırdığı “DÜN DÜNDÜR” sözlerini ezberlemişiz!!!
Ancak öyle şeyler vardır ki “dün dündür” diyemeyiz. Diyemezsiniz.
Demokrasiye bakışınız..
Hukuk hakkındaki görüş ve tutumunuz..
Bunlar sadece iktidarın değil, devletin / milletin paradigmasıdır. Hukuku, yasaları, Anayasa’yı ve genel olarak demokrasiyi halının altına süpüremezsiniz.
Süpürmeye kalkıştığınız zaman da günlerdir olduğu gibi itirazlarla, sivil itaatsizlik dalgalarıyla karşı karşıya kalırsınız.
“HER ŞEY ÇOK GÜZEL OLACAK” sloganını topluma mal eden gencecik bir evladı, nasıl çirkin iddialarla tutuklayıp hapse gönderirseniz kendi teşkilatınıza dahi kabul........
© HalkTV
