12 Eylül'de TRT'den bugüne...
12 Eylül’den bir hafta, 10 gün sonraydı. TRT’de paralel “evrene” geçtiğimiz günlerde yani. TRT paşaları, albayları televizyonu anlayıp öğrenmeye çalışırken acınası haller yaşanıyordu.
Mesela, bir sabah 9.30 gibi gelen haber ekibi, “9’dan sonra gelenler alınmayacak” emri nedeniyle içeri sokulmadı. Oysa arkadaşlarımız sabahın erken saatlerinde bir işe gitmiş, oradan geliyordu. Yine de kapıdaki askerlere durumu anlatamadılar. Sonunda yakındaki bir kafeye gidip öğlen molasını beklediler.
Saçma günlerdi!
Haberleri artık biz yapmıyorduk! Genelkurmay’dan “yapılmışı” geliyordu! Bildirilerin zamanında ve eksiksiz okunması dışında en önemli konu, tasarruf / tasarruf / tasarruftu. Geçici genel müdürün ilk toplantısında “ellerinizi haberlerin yazıldığı kağıdın arka yüzüyle kurulayın” dendiğinde anlamıştık ciddiyetini. Ama “resim seçiciler neden fazla mesai yapıyor? Gündüzden seçip gitseler ya” dendiğinde ciddi kalamamıştık.
TRT için bir nevi işgal günleriydi.. Ve tam da duruma uygun biçimde, “dışarıyla irtibatımız kopartılmıştı.”
45 yıl öncesinden bahsediyoruz: O günlerde elbette ne sosyal medya söz konusuydu.. Ne de TRT kanallarından başka bir kaynak..
Nefes borusu diyebileceğimiz tek iletişim kaynağı, Eurovision bağlantısıydı.
Ama yanlış anlaşılmasın. AKP’nin unutturduğu şarkı yarışmasından söz etmiyorum. Gerçek kuruluş amacından.. EBU’ya üye Avrupa ülkelerinin her sabah gerçekleştirdiği gündem, haber alışverişinden söz ediyorum.
Darbe sonrası Eurovision bağlantısı kesildi. Gündem toplantılarına yasak geldi.
Ama günler sonra, o toplantıların sorumlusu Ali Kırca TRT paşalarını ikna etmeyi başardı: “Dünya Türkiye’de neler olup bittiğini bilmiyor. Böyle durumlarda olduğu gibi fısıltı gazetesi kim bilir ne yalanlar üretiyor. Eğer biz yeniden devreye girersek doğruları anlatabiliriz..”
Makul gelmiş olmalı. İzin çıktı. O sırada orada değildim ama hem Ali Kırca’dan hem de tanıklık eden arkadaşlardan dinledim..
Eurovision’un sabah toplantısında her ülke sırasıyla gündemini verirdi. Türkiye’den umut kestikleri için anons edilmedi ama Ali Kırca bağlantıyı açıp “Ankara, TRT ‘den günaydın” diye konuşmaya başladı. Bir anda önce şaşkın bir sessizlik.. Sonra sevinçle, neredeyse hep bir ağızdan “hoşgeldin” bağırışları.. Ve akıllarındaki deli soruların sağanağı..
İnanın yazarken tüylerim diken diken.. Hatta gözlerim doldu! Sanki koskoca bir duvarda delik açılmıştı..........
© HalkTV
