"Artık ikna etmeye çalışmıyorlar"
İtiraf edeyim; Hüsnü Mahalli yıllar önce anlattığında bu kadarına asla ihtimal vermemiştim. Arap Baharı başladığında, Türkiye’nin de girdaba kapılacağını ve “karanlığın da karanlığına” yuvarlanacağımızı söylemişti. İnanamamıştım.
Doğrusu hala “orada mıyız gerçekten” diye soruyorum kendime.
Evet!
Galiba gerçekten oradayız. Ya da varmak üzereyiz..
Aslında Hüsnü gibi Selahattin Demirtaş da yıllar önce hem de Meclis’ten uyarmıştı bizi:
“Türkiye’de yaşayan diğer kesimler kendini güvende zannetmesin. Adamın ayağı bir kaysın.. Denizli’ye, Şırnak’a yaptığının aynısını yapar, Kütahya’ya aynısını yapar. Gözünün yaşına bakmaz. İktidarını kaybetme tehlikesi doğduğu anda İzmir’i, Antalya’yı, Samsun’u gözden çıkarır.”
Şu son birkaç günde gördük. Önce İzmir operasyonu.. Bu sabah da Adana, Antalya, Adıyaman..
Hani şakanın, ironinin yeri olsa, adamlar “A” harfinden başlamışlar diyeceğim.
Demirtaş’ın öngördüğü gibi “Samsun’a kadar yolu var” diyeceğim.
Bu gidiş başka bir gidiş zira.
Herkes, hepimiz “peki ne yapmalı” diye soruyoruz ya.
Demirtaş o konuşmayı şöyle tamamlamıştı:
“Bundan kurtuluşun biricik yolu vardır.. Halk elele verecek.”
Veremedik. Yalan mı!
Güneydoğu’da olan Güneydoğu’da kalıyordu.
Bizimle ilgisi yoktu.
Cezaevlerinin seçilmiş belediye başkanlarıyla, kanaat önderleriyle doldurulmasına seyirci kalıyorduk.
Demirtaş’ın, hapse.. Üstelik “çifte ceza” gibi ailesinden 1.700 kilometre uzağa gönderilmesine sesimizi........
© HalkTV
