Bu manzara, ‘kanun düzeni' adına, ‘düzenbazlık' gösterisidir
Evet, müthiş bir 'düzenbazlık..'
Hakları da yok değil..
Çünkü, 'düzenin kurucusu' kendileri.. Partilerinin kuruluşunun 102. yıldönümü imiş..
Önce tarih adına ileri sürülen iddiaya bakalım..
102 yıl önce mi kuruldu CHP?
Önce 'İttihat ve Terakki (Birlik ve İlerleme) Cemiyeti' vardı..
Mayıs-1889'da kurulmuştu.. Kurucularının başında da, o dönemin önde gelen meşhur 'ateist'lerinden ve 'yeni nesiller oluşturmak için Avrupa'dan damızlık erkekler getirmeliyiz..' diyecek kadar aşağılaşan Abdullah Cevdet ve arkadaşlarının bulunduğu bir cemiyet..
Ondan da önce, 'Yeni Osmanlılar Hareketi' vardı. Ama bu hareket Fransız halkının dilinde 'Jeune Turcs'/ Jön Türk /Genç Türkler'e dönüşmüştür. Bu 'Jön Türk' ibaresi, halkımızın dilinde ise, 'Bön Türk'e dönüşmüştür. ('Bön'lük ise, Türkçede 'bir şeye, anlamaktan, şaşkınlık ve hayranlıkla bakmak için, 'bön-bön bakma..' gibi cümleler içinde kullanılmıştır. Avrupa, hele de 18. asrın ortalarından itibaren Sanayi Devrimi'nin kitleleri şaşırtan nice yeniliklerle başka dünyalardaki insanların da dikkatlerini üzerine çevirirken, Avrupa'yı görmekten de öteye, 'Avrupa görmüşlük' ayrı bir sosyal değer haline gelmişti.. Avrupa'nın ürettiği her şey de hayranlıkla izleniyordu..
Anadolu köylerinde, çocukluğumuzda, 60-70 sene öncelerde, 'çerçicilik' denilen bir seyyar ticaret tarzı ve mesleği vardı..
At sırtında, köylere kumaşlar ve tülbentlere kadar her şeyi götüren küçük esnaftan Çerçi diye isimlendirilen kimseler yumurta veya tereyağı vs. karşılığında satış yapar, okuma-yazması olmayan kadınlar bile, alacakları yünlü veya pamuklu dokumaların 'Avrupa malı' olup olmadığını sorarlardı ve bizler, 'Bir şeyin Avrupa malı' olup olmadığı arasındaki farkın ne olduğunu bilmediğimizden, büyüklerimize sorunca, 'Her şeyin en iyisi..' gibi cevaplar alırdık.)
Evet, okumuş sınıflarımız sadece ihanet yüzünden değil, ahmakça bir yeni toplum oluşturma zannıyla, oltalardaki yemlere kapılmıştı.. Avrupa'ya gidenler, 'Avrupa görmüş olmanın' aşağılık kompleksinden, duygusundan öteye yeni bir şey getirmemişlerdi, ülkeye..
'Şeyhin kerameti, kendinden menkul' kabilinden, kendi kendilerini 'münevver/ aydın' diye niteleyenler özellikle de o zamanın........
© Haksöz
