menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hz. Âdem’in sınavı ve Âdemoğullarının zaafı

13 0
27.11.2025

A‘râf sûresinin insanlık tarihine tuttuğu aynaya her hafta bir ya da birkaç ayetle baktıkça fark edilmektedir ki Kur’an Hz. Âdem kıssasıyla sadece eski bir kıssayı hatırlatmıyor; görünmeyen ama hayatımıza dokunan bir düşmanla aramızdaki kadim mücadeleyi yeniden düşünmeye çağırıyor. Bugün de “günah psikolojisi” ve “vesvese mekanizması” tartışılan soruların bir benzeri olarak önümüzde duruyor: Şeytan, insanı nasıl yanıltır; bu yanıltma hangi sınırlar içinde gerçekleşir, insan hangi zeminde savrulur, hangi zeminde korunur? Ayetteki (el-A`râf 7/27) vurgu, bizi hem bireysel kırılganlığımızla yüzleştirmekte hem de “insanın tarih boyunca hep en zayıf noktasından (tesettür bilincini aşındıran vesvese) yakalanması” hipotezini gündeme getirmektedir. Bu haftaki incelememizde gördüğümüz bulgular ise açık: Âdem’in elbisesini “soyan” şeytani strateji bugün hâlâ mahremiyeti, hakkaniyeti ve kulluk bilincini hedef alan başka biçimlerle sürmekte. Öyleyse sorumuz netleşiyor: İlk düştüğümüz yerde bir ömür tökezlemek zorunda mıyız; yoksa Rabbin bize öğrettiği gibi, görünmeyen düşmana karşı görünmeyen ama en güçlü sığınağa mı yönelmeliyiz?

Saptırıcı Düşmana Karşı Allah’a Sığınma

Şeytan ve ait olduğu cinler topluluğu görünmeyen düşmanlar olduğu için onların vesveselerine daha fazla dikkat kesilmek gerekir. Öncesindeki ayette (el-A`râf 7/26) olduğu gibi şu ayette de sözün önemine binaen kelâmın anlamına büyük bir önem verildiğini zımnen bildirmek için “Ey âdemoğulları” lafzı kullanılmıştır: “Ey âdemoğulları, şeytan sizi saptırmasın; nitekim ebeveyninizi de onlara ayıp yerlerini göstermek için onlardan elbiselerini soyarak cennetten çıkarmıştı; çünkü o ve kabilesinden olanlar sizi onları görmediğiniz yerlerden........

© Haksöz