menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yeni başlayanlar için anayasal kriz

67 0
17.02.2025

Donald Trump daha göreve başlayalı bir ay oldu ama şimdiden Amerika’da en çok konuşulan konu başkanlığının bir anayasal krize yol açıp açmayacağı. Kimi hukukçulara göre Trump’ın bombardıman şeklinde imzaladığı kararnameler şimdiden bir anayasal krizi başlattı. Anasaya’da yer alan doğumla alınan vatandaşlık hakkını bile bile başkanlık kararnamesiyle iptal etmeye çalışmak bu gidişatın bir örneği. Kimi hukukçularsa Trump’ın henüz bir anayasal kriz yaratmadığını düşünüyor; zamanı geldiğinde rejimin zayıflıklarını da ortaya çıkarabilecek bir krizin altyapısını hazırladığı.

Trump’ın pek çok kararnamesi mahkemeden dönüyor, yargıçlar ardı ardına reddediyor. Trump yönetimi de temyize başvuruyor. Doğumla alınan vatandaşlığı iptal etmek gibi bile bile Anayasa’yı çiğneyen kararnamelerin imzalanmasının nedeni tam da bu; mahkemeyi sürece dahil etmek, Anayasa Mahkemesi’ne gitmesini sağlamak ve sonunda da Başkan’ın görev yetkilerini yeniden tanımlamak.

KRAL YETKİLERİNE SAHİP BAŞKAN

Amerikan sistemi “checks and balances” denilen ve dünyaya da örnek olan bir denge mekanizması üzerine kurulu. İngiltere’de yaşadıklarından ders alan kurucu babalar sistemi Amerikan Başkanı kral yetkilerine sahip olmasın diye tasarladı. Kongre’ye ciddi yetkiler verildi, zamanla sistem daha geliştirilerek yasama organı da genişletildi.

Ancak bazı muhafazakar hukukçular Anayasa’nın ikinci maddesine dayanarak “unitary executive theory” adı altında Başkan’ın yetkilerinin sınırsız olduğu bir yürütme yorumunu savunuyor. Yasama ve Yargı devlet başkanının yetkilerini sınırlayamaz; fiilen güçler ayrılığı da yok edilmiş oluyor. Amerikan sağının 50 yıldan fazla süregelen bir hayali bu. Başkan’ın tek başına ülkeyi yönetmesine inanan hukukçular zamanla yargıya yerleştirildi, hatta Antonin Scalia gibi Anayasa Mahkemesi yargıçlığına dahi........

© Habertürk