Tokyo defterleri: Büyük usta şehri terk etti
Hiç abartmadan söylüyorum, hayatımda yediğim en iyi yemeği Roppongi ve Akasaka arasında sadece yedi kişilik bir tezgahta Fujimori ustanın elinden yedim. Onu kendi kendime bulmadım tabii ki. Zaman içinde bahsettiğim bazı Japonlar bana hayretle “Nasıl keşfettin, nereden bilebilirsin?” diye soruyordu. Fazıl Say’a ömür boyu minnet borcum var bundan dolayı. Yıllar önce tesadüfen aynı anda Tokyo’daydık, onun tam 15 dakika ayakta alkışlandığını ve beş kere sahneye geri çağrıldığına tanıklık ettim. Bir akşam da Japonya’nın en ünlü oyuncularından biri sayesinde Fujimori’de yemek yedik.
Fujimori neredeyse hiç bakmadan balıkları milimetrik hesapla eşit dilimliyor, fırçasıyla azıcık soya soyunu üzerinde gezdiriyor ve teker teker ikram ediyordu. Bir performans sanatçısını izlemek gibiydi zanaatını icra etmesi. O güne kadar omakase görmemiştim. Sushi—ya da bana hep yapay gözüken yazılışıyla suşi—epey yaygınlaşmıştı Batı’da artık, süpermarketlere girene kadar. Ama şefin o gün seçtiği balıklarla her bir parçası teker teker ikram etmesi o kadar yaygın değildi. Ya da çok pahalıydı.
Fujimori de çok pahalıydı. O zamanlar Yen hala çok kuvvetliydi ve çok iyi para kazanmamıza rağmen Tokyo’da taksiye binerken bile tereddüt ediyorduk. “Guernica”ya paha biçilebilir mi, çok pahalı denebilir mi? Fujimori de zamansız ve ölümsüz bir sanatçıydı. İlk ve son kez haşlanmış su kaplumbağasını onun elinden tattım. “Bir daha asla başka yerde sushi yiyemeyeceğim,” diyordum mekandan ayrılırken.
İYİ YEMEK NASIL OLMAZ
“Jiro Dreams of Sushi” belgeseli sayesinde Tokyo’daki bir metro istasyonunda lokanta işleten benzer büyük zanaatkarlar dünyada tanınır oldu. Bugün artık İstanbul’da bile omakase var. Belgesel sayesinde Jiro dünyanın en önemli sushi ustası olarak algılandı. Fujimori kitlelere mal olmazken Tokyo’dan çıkan benzer şefler New York gibi çok pahalı şehirlerde kendi çok pahalı mekanlarını açtılar.
Ben ise Fujimori’de bir kez daha yemek yeme hayalimden hiç vazgeçmedim. “Seksten bile iyi,” diye bir ifade vardır İngilizcede, gerçekten Fujimori’nin yemeği öyleydi.
Yıllar sonra yeniden yolum Tokyo’ya düşerken ilk olarak beni Fujimori’ye davet eden Japon dostumuzla başka tavsiyelerini de öğrenmek için temasa geçtim. Verdiği ilk yanıtı aklım almadı: “Maalesef artık Tokyo’da iyi yemek yok.” Benimle dalga geçtiğini düşündüm; bu söylediğinin imkansız olduğunu. Tokyo’ya ilk kez gittiğimde en turistik mahallede rastgele girdiğim bir lokantada bile çok iyi yemek yemiştim. Mantığım kabul etmekte zorlandı.
İkinci haber de Fujimori’nin Tokyo’dan taşındığıydı. Awaji Adası’na gitmiş. Hemen araştırma yaptım, ancak Osaka’dan gidilebiliyor. Ama o kadar yolu tepip tezgahta yer bulamama riski de var. İnternet sitesi yok, sosyal medyada yer almıyor, ancak aramak gerekiyor. Ve Japonca konuşmak. Sonuçta bu sefer Fujimori’de yiyemedim.
Japonya’da kaldığım yaklaşık iki hafta boyunca Tokyo’da artık iyi yemek........
© Habertürk
