Alt tarafı makarna
Fauna
Işıklar Caddesi No:9, Küçükbakkalköy, İstanbul.
Bugüne kadar “Seinfeld” dizisindeki “Soup Nazi” karakterine benzeyen çok kişinin mekanına gittim, ama çorbacının kendisi de dahil olmak üzere hiçbirinin yemeğinden çok etkilenmedim. Hele hele pişirdikleri yemeklerin bize layık gördükleri muameleyi haklı çıkaracağına hiç rastlamadım. Müşteriye bağırma, kovma, tersleme gibi davranışlardan bahsediyorum. Kimilerine sempatik gelebilir, ben oldum olası sevmedim.
Bu karakterlerin hepsi aynı fabrikadan mı çıkıyor, şekerim? Ankara’daki Kalbur adlı balıkçıya da millet koşa koşa gider, korka korka yer, aşağılanmaktan adeta haz duyar. Anlata anlata bitiremezler. İstanbul’da da Fauna var, tıpkı Kalbur gibi apartman altında alelade bir yer. Tıpkı Kalbur gibi Fauna’nın da fanatikleri var. Ve tıpkı Kalbur’da olduğu gibi başında aksi bir adam var.
Pek çok kişi gitmeden uyardığı için Fauna ve sahibi İbrahim Tuna’nın karakter özelliklerine hazırlıklıydım. “Gerçi son yıllarda epey rahatladı,” dedi bir arkadaşım. “Eski kadar huysuz değil.”
Son derece kibar ama inatçıydı. Benimle değil ama yanımdaki arkadaşımla özel olarak ilgilendi. “Lütfen eleştirilerinizi de söyleyin,” dedi. Normalde ben bu gibi durumlarda, bu gibi karakterlere karşı sessiz kalırım. Etrafımdakilere de sessiz kalmalarını öğütlerim. Ama kadın arkadaşım ısrarlara dayanamayıp kendisini tutamadı. Olacakları biliyordum: Tuna hemen savunmaya geçip ne kadar haklı olduğunu anlatmaya kalktı.
Tartıştıkları Fauna’nın makarnalarının fazla sert oluşuydu. Hayatımızda ilk kez ‘al dente’ lafını burada duymadık. Daha önce irmikten / durum buğdayından ev yapımı makarna yememiş de değiliz. Fauna’daki makarnalar sanki olması gerektiğinden bir dakika daha az pişmiş, dişe fazla gelir gibiydi. Yemesi biraz zordu. Ben takılmadım çok, ama eleştiriyi de anladım.
Asıl sorun Tuna’nın makarnalarına neredeyse bir kutsal eser muamelesi yapılması. Kendisinin de bu mitolojiyi beslemesi. Mekanda sert uyarılar var mesela, bunlardan biri de burada makarnalarda un kullanılmadığı. Daha kapıdan girer girmez müşteriden daha bilgili olduğunu vurgulayarak üste çıkıyor, baştan “Siz anlamazsınız,” diyor. Oysa irmik de durum buğdayından yapılan bir un sonuçta. Çoğumuz cahiliz, evet, ama hepimiz İbrahim Tuna’nın istediği kadar bilgisiz değiliz.
HER ŞEY BİTMİŞ
Belki Fauna’nın gerçekten iyi makarnaları var, ama sadece 12:00-14:00 arası açık olan bu mekana 12:45’te gittiğimde birçok tabak tükenmişti. Mönünün büyük bir kısmından sipariş vermemiz de mümkün değildi, çünkü önceden ısmarlamak gerekiyormuş. Etli bütün makarnalar, bir de mönüdeki mantı da bitince geriye kala kala peynirli makarna ve türevleri kaldı. Bu kadar çok peynirli makarnayı bugüne kadar hiçbir mönüde görmemiştim. Üstelik hepsi aşağı yukarı birbirinin aynısı, sadece peyniri farklı makarnalar.
Bunlardan biri evlerde de........
© Habertürk
visit website