Adı çıkmış bir kere
Tatbak
Akkavak Sokak No. 38/B, Nişantaşı-İstanbul
Nedense çoğu kişi doktor randevusu sonrası Tatbak’a gidiyor. Bu konuda elimde bir istatistik yok ama gözlemime dayanarak bu kebapçının müşteri kitlesinin büyük bir bölümünün Nişantaşı’na doktor randevusuna gelenler olduğunu iddia edebilirim. Geri kalanıysa Nişantaşı’nda büyüyenler, Nişantaşı’na taşınanlar ve Nişantaşı’ndan çıkmayanlar. Pek çok şeyle birlikte demografisi ve kültürünün de olumsuz yönde değiştiği bu semtin artık simgelerinden biri oldu Tatbak. 1960’larda İstanbul mutfağında kebap yoktu, her köşe başında kebapçı da yoktu. O yüzden Tatbak açıldığında belki de şehre neredeyse etnik bir mutfak getirmiş gibi karşılanmıştı. O gün bugündür de aynı yolda devam ediyor. Artık her yer kebapçı ve İstanbullu da Urfa ve Gaziantep’i ayırt edebiliyor. Tatbak ise kebaba giriş dersi gibi herhangi bir coğrafyada reçeteye bağlı kalmadan standartlaşmış formüllerle yoluna devam ediyor. Belli ki alıcısı var da bu kadar yıldır dimdik ayakta. Hatta şöhreti semt sınırlarını çoktan aştı. Gerçi Nişantaşı’nda olmasa bu kadar ünlenir miydi, müşterileri ünlü ve zengin olmasa adı duyulur muydu emin değilim.
HER ŞEY BIRAKTIĞIMIZ GİBİ
Nişantaşı’nda büyümediğim için Tatbak’la bu semtin çocukları gibi duygusal bir bağım yok. İtiraf etmem gerekirse bana yıllardır biraz bu nostaljinin ekmeğini yiyormuş gibi de gelir. Hiçbir zaman Tatbak’a gideceğim diye heyecanlanmadım. Ama pek çok kişide bu heyecanı gördüm. Çocukluğunda anne-babasından gizlice Tatbak’a kaçıp kebap yiyenleri tanıyorum. Ben ise hep Tatbak’tan kaçtım çünkü buranın mutfağından çıkan yemekle benim midem arasında hep bir uyum sorunu oldu. Belki bu yüzden Dr. Haşmet Pamuk’la olan rutin randevumdan sonra Tatbak’a gidip sınırlarımı zorlamak istedim.
İstanbul’un bin kişiden ibaret olduğunu düşünen bir cemaatin doktoru olan Pamuk’a mide sorunlarımı konuşmaya gitmiştim. Bana hepimizin mide ve sindirim sisteminde problemler olduğunu, ama herkeste farklı şekillerde ortaya çıktığını anlatıyordu. Belki ben biraz daha hassasım. Tatbak bu sefer de midemi yakacak mı diye denemek istedim. Çünkü geçmiş tecrübelerim hep bu yönde oldu.
Yanımda çocukluğu Tatbak’ta geçmiş, semtin ve mekanın tarihini tanıyan bir arkadaşımla, onun önderliğinde klasikleri sipariş verdik. Ezogelin çorba, içli köfte, lahmacun, farklı kebaplar… Hepsinin ortak özelliği lezzete aşina olmamız. Kokusu, hatta çiğnemesi bile aynı. Bu başlı başına iyi bir şey mi kötü mü, tartışmaya........
© Habertürk
