Yahudiler 21. YY'dan ne olarak çıkacak?
“Bir daha asla.”
Bu söz, Holocaust’un küllerinden doğan bir yemindi.
Hem etimolojik hem tarihsel olarak çok anlamlı ama çok belirsiz bir yemindi.
“Bir daha asla” tam olarak neye karşı söylenmişti?
Dar anlamıyla: “Yahudi halkı bir daha asla soykırıma uğramayacak.”
Geniş (ve etik) anlamıyla: “İnsanlık bir daha asla böyle bir soykırıma izin vermeyecek.”
Bu yorum, özellikle evrensel insan hakları söylemiyle birlikte anıldı. “Tüm insanlık için söylüyoruz, bir daha asla bu tür bir vahşet yaşanmayacak.”
Bir de Hannah Arendt’in ve bazı eleştirel Yahudi entelektüellerin okuması vardı:
“Bir daha asla kimse böyle bir şeye maruz kalmayacak — ne biz, ne de başkası.” demek için kullandılar “Never Again!” yeminini.
İsrail devleti, ise bu ifadenin en dar ve savunmacı biçimini resmîleştirdi:
“Bir daha asla bize yapılamaz. Biz yaparsak o başka meseledir.”
*
Yahudi halkı, insanlığın en büyük zulmünü yaşamış bir topluluk olarak, 20. yüzyılı haklı ve mağdur olarak kapattı.
Ve dünya, onlara bu acının içinden doğan benzersiz bir ahlaki üstünlük verdi.
“BİR DAHA ASLA” MI DEMİŞTİNİZ?
Ama kesin bilgi: O üstünlük artık yok.
Kaybedildi. Ve muhtemelen sonsuza dek.
Çünkü o “Bir daha asla” yeminini, başka bir halkı susturmak için kullandılar.
Zulme karşı değil, zulmü sürdürmek için tekrarladılar. Kurbanın sesini değil, failin dokunulmazlığını meşrulaştırmak için dönüştürdüler.
Bugün bu yemin yerini başka bir şeye bırakıyor:
“Sonsuza dek.”
Vicdanlı Yahudiler için sonsıza dek sürecek bir tedirginlik. Acımasız olanlar için hesap verme gününün gelmesi korkusu.
Hannah Arendt, daha 1940’larda uyarıyordu:
“Arap halkının açık iradesine rağmen kurulan bir Yahudi yurdu, sömürgeci güçlerin desteğiyle kurulmuş bir Yahudi imparatorluğu olur – bu ise ahlaken çelişkili bir durumdur.”
Ama işte o çelişki........
© Habertürk
