Türkiye neden harekete geçti?
Dünyadaki muazzam hareketlilik, özellikle de ABD Başkanı Trump’ın sert ve keskin hamleleriyle, bir yandan belirsizliği, diğer yandan yeni bir rol dağılımını beraberinde getiriyor. Taşların yerine oturduğu bir dönemin yakın olduğunu söylemek mümkün değil. Küresel ölçekte sarsıntıların ve ekonomik boyutuyla depremlerin bizi beklediği ortada.
Kuşkusuz Türkiye, bulunduğu bölgenin siyasi anlamda en güçlü ülkesi. Ekonomik açıdan, özellikle de petrol gelirleriyle öne çıkan aktörlerin (sözgelimi Suudi Arabistan) daha fazla sahne alacağını öngörenler bir yere kadar haklı olsa da, siyasi nüfuz ve kapasitenin bundan çok daha fazlasını gerektirdiği ortada. Kaldı ki bölgemizde dağıtılmak ya da tanımlanmak istenen yeni rollerin, özellikle İran’a karşı hedeflenen operasyonlar üzerinden ortaya konulması, bir yanıyla belli rekabetleri kışkırtmayı da hedefliyor.
MOSKOVA-TAHRAN HATTINDA ÇÖZÜLME
Rusya’nın İran’a yönelik kuşatma karşısında ABD’ye karşı gerçek anlamda bir tavır göstermesini bekleyenlerin sayısı da giderek azalıyor. Trump tarafından Ukrayna’nın “ne kazandıysan senin olsun” kabilinden Rusya’nın önüne konulması, son yıllarda ortaya çıkan Moskova-Tahran stratejik işbirliğini zayıflatan etkiler oluşturuyor.
ABD tarafındaki bazı bilgiler, Putin ve Trump arasında "İran’ın İsrail’e karşı bir tehdit........
© Habertürk
