Bizi neler bekliyor?
Mevcut siyasi tabloyu şöyle değerlendirenler var: “İktidar ve muhalefet arasında iki ayrı Türkiye tasavvuru var. Dolayısıyla da olup biten bu ikisi arasındaki mücadelenin sonucu.”
Buna katılmak neresinden baksanız kolay değil. İki ayrı tez/söylem arasındaki çatışmadan çok, bir tarafın ortaya koyduğuna diğerinin şiddetli itirazları olduğu söylenebilir.
Ekrem İmamoğlu ve kimi isimlerin, mali suçlar ve terör başlıklı iki dosyadan tutuklanması ve yargılanması, siyasette çok sarsıcı sonuçlar üretti. Ancak bu durumu 19 Mart operasyonlarıyla ortaya çıkmış gibi görmek de fazlasıyla yanıltıcı.
2021 VE SONRASI
CHP’de cumhurbaşkanı adaylığı meselesi, esasen 2021 itibarıyla yakıcı bir gündem olmaya başlamıştı. 6’lı Masa ile hız kazandı, 2023 seçimlerine yaklaştıkça daha fazla iç kanamaya yol açtı.
Kabul etmek gerekir ki o dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iki büyükşehir belediye başkanıyla ilgili adaylık gündemini kendisi açısından doğru yönetti. Her iki ismin biz adayız diyeceği bir zeminin ortaya çıkmasına izin vermedi. Kuşkusuz bunu yaparken seçim sonrasında tartışmalara yol açan, hatta kendisine ağır eleştiriler olarak dönen hamleler de yaptı. Ancak bu sürecin en az hatırlanan kısmına işaret etmek için tekrarlıyorum. Gerek İmamoğlu, gerekse Mansur Yavaş aday olarak siyaset sahnesine çıkmadılar.
2019 yerel seçimlerini........
© Habertürk
