menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Seyahat ruha iyi gelir!

103 0
10.07.2024

İsveç’in kuzeyinde, başkente altı yüz kilometre uzaklıkta bulunan Östersund şehrinden başlayıp Hakkari’de soluklanan, oradan Van’a, Van’dan İstanbul’a, İstanbul’dan Dalaman’a devam eden ve nihayet Datça’da sona eren çıktığım uzun seyahat sırasında fırsat buldukça Taberi’nin “Milletler ve Hükümdarlar Tarihi” (MEB Yayınları) ile Alain de Botton’un “Seyahat Sanatı” (Sel Yayıncılık) kitaplarını okumaya çalıştım.

Taberi’nin hikayeleri, Alain de Botton’un seyahatle edebiyatı iç içe geçiren anlatısı, yolculuk boyunca eşlik ettiler bana.

Alain de Botton der ki;

“Bir yere gitmeden önceki beklentilerimiz ve o yerden döndükten sonraki anılarımız müthiş bir saflık taşır; bir yer, en saf haliyle, beklentilerde ve anılarda var olur.”

Beklentilerim belliydi, seyahat tam da beklediğim gibi geçti. Anılara gelince, bir yığın yeni anı biriktirdim, yetmedi yenilerin yanında geçmiş bir yığın anıyı tekrar canlandırarak, hemen hemen tümünü yeniden yaşadım. Birkaç yazıdır anlatıyorum onları zaten.

*

Taberi’nin kitabında okuduklarım getirdi aklıma. Aslında yeryüzünün ilk seyyahları Adem ile Havva’dır. Gökyüzünden yeryüzüne doğru bir seyahate çıkmışlar ama yolculuğun bir yerinde birbirlerinden ayrılmışlar. Adem Hint mülküne, Havva ise Cidde’ye inmiş Taberi’ye göre.

Bir sürgündür Adem, yeryüzüne inmiş ilk sürgün hem de. Demek ki bizim yeryüzündeki ilk yolculuğumuzun başlangıç hikayesi bir sürgün hikayesidir.

“Bu ağacın yemişini yeme” dedi Tanrı, Adem Tanrı’nın buyruğuna boyun eğdi, şeytan yılanın ağzına girdi, dişleri arasına saklandı, yılan kandırdı Havva’yı, Havva o yasak meyveyi yedi, “Ben yedim, bana bir şey olmadı, sen de ye” dedi Adem’e, Adem dediğini yaptı, meyveyi yer yemez ikisi bir anda gökyüzündeki cennetten, yeryüzüne doğru zahmetli bir yolculuğa çıkmak zorunda kaldı.

*

Taberi’ye Amr bin Ali söylemiş, ona ve arkadaşlarına İmran bin Uyeyne, onlara da Ata bin Sa’ib söylemiş, o, Sa’id Cübeyr yoluyla İbn Abbas’tan rivayet etmiş.

Yüce Rabbimiz, Adem’i yere indirdiğinde, ona Hint toprağındaki Delina’yı uygun görmüş. Delina’nın günümüzde bir koku markası olması sebepsiz değil. Zira Adem yeryüzüne indiğinde üzerinde hâlâ cennetten getirdiği hoş kokular varmış, o kokular Hindistan’daki ağaçlara, bitkilere sirayet etmiş, yapışmış, o günden bugüne Hindistan hoş kokulu bir baharat diyarı olmuş çıkmış.

Adem ile Havva’nın sürgün yolculuklarına İblis ile yılan da eşlik etmiş. Adem Hindistan’daki Buz dağına, Havva Cidde’ye, İblis Meysan’a, yılan ise İsfehan’a indirilmiş. Bir başka rivayete göre ise yılana sahrada, İblise ise Acem Körfezi sahilinde bir yer uygun görülmüş.

*

Adem’in indirildiği Buz dağı, dünyadaki dağların içinde tepesi göğe en yakın dağmış. Adem iki ayağı üzerine dağa indiğinde başı göğe değiyormuş. Bu yüzden meleklerin bütün hal ve hareketlerini görüyor, dua ve tesbihlerini işitiyor, bu yüzden de onlarla ülfet peyda ediyor, bu hal de meleklerde rahatsızlıklara sebep oluyormuş. Adem’den korkmuşlar, Tanrıya şikâyette bulunmuşlar. Şikâyet üzerine Tanrı Adem’i yeryüzüne doğru aşağı çekmiş, boyunu altmış arşına indirmiş. Bunun üzerine Âdem meleklerin dualarını, tesbihlerini işitmez olmuş, vahşileşmiş, gurbet hüznü kaplamış içini, kederlenmiş, bu kez şikâyet sırası Adem’e gelmiş, “Ey Rabbim, ben senin yurdunda senin komşundum, sen beni koruyordun, bana bol bol nimet bağışlıyordun, sevdiğim yerlerde geziniyor, istediğim yerde oturuyor, istediğim yerde uyuyordum. Ne istersem onu yiyor, onu içiyordum. Şimdi beni bu kutlu dağa indirdin, ben bu dağ başındayken meleklerin seslerini işitiyor, arşının etrafını tavaf ettiklerini görüyor, cennetin hoş kokularını soluyordum. Şimdi beni dağdan da yere indirdin, boyumu kısaltıp altmış arşın yaptın, bu yüzden şimdi ne meleklerin sesini duyuyor ne de ne de cennet kokuları geliyor burnuma” diye şikâyette bulunmuş. Tanrı, “Bütün bunlar işlediğin günahın sonucudur ya Adem” demiş ardından da “senin için gökten bir ev indirdim, o ev Mekke’dedir, git oraya yerleş” demiş. Hem yeni evine hem de Havva’ya kavuşmak için çıkmış yolculuğa Adem, bu insanın yeryüzünde çıktığı ilk seyahattir. Âdem, Hint diyarından Arabistan’a doğru taban tapmaya başlamış, dere tepe düz gitmiş, çöl aşmış, uzak diyarları arkasında bırakmış nihayet buluşmuş Havva’yla. Bir erkekle bir kadının yeryüzünde ilk “yakınlaşması” burada vuku bulduğu için buraya........

© Habertürk


Get it on Google Play