"Mutlak iktidar"dan "mutlak butlana" CHP
Ömrü, Cumhuriyet’ten sonra kurulan siyasi partileri görmeye yetmemiş, müzmin bir İttihatçı düşmanı, Anadolu hareketini de İttihatçılığın devamı olarak gördüğü için Mustafa Kemal ve arkadaşlarına da düşman, Damat Ferit Paşa hükümetinde nazırlık yapmış, Milli mücadele kazanılınca derdest edilip Ankara’ya götürülürken, 6 Kasım 1922 günü İzmit’te Sakallı Nurettin’in emrindeki askerler tarafından linç edilerek cesedi demiryolu köprüsüne asılarak teşhir edilmiş, o günden bugüne “hainlerin” timsali olmuş Ali Kemal’in; başta İttihat Terakki olmak üzere o zamana kadar kurulmuş olan siyasi partileri, birer parti değil de kaynağını Yeniçeri Ocağı’ndan alan birer “ocak” olduklarına dair saptaması üzerine bir yazı yazmış olan akademisyen Ayhan Aktar (13 Mart 2023, K24); Cumhuriyet’in ilk yıllarında İstanbul Üniversitesi'nde Amme Hukuku dersleri veren Prof. Charles Crozat'ın öğrencisi Tarık Zafer Bey'e sorduğu “Mademki Türkiye'de bu kadar siyasi parti kuruldu, niçin demokrasi vaktiyle tahakkuk etmedi?” sorusuna Ali Kemal'in yazdıklarını okuduktan sonra şöyle bir cevap bulduğunu aktarır:
“Türkiye'de kurulan siyasi partiler eğer ocak haline gelmeyi becerebilirler ise uzun ömürlü oluyorlar. Ama bir siyasi parti ocak haline geldiği zaman mensupları demokratik sistemin altını oyuyor ve kurumlarını tahrip ediyor. Böylece, demokratik rejim işlemez hale gelerek şahsileşiyor. Bir asırdır tekrar tekrar gördüğümüz korku filmi ve yaşadığımız siyasi kâbusların nedenini siyasi partilerin ocak haline dönüşmesinde aramak lazım galiba!”
Ali Kemal’e göre Şarklılar siyasi partilerden bir şey anlamaz ama “ocak” deyince antenleri hemen açılır. Yeniçeriler bir ocaktı. Daha öncesinde Celaliler de bir ocak sayılırdı. Onun tespitine göre parti ile ocağın farkı şudur:
“….bir ocaklı ocağın çıkarı üstünde vatanı olsun, hatta dini olsun, ne olursa olsun, -daha yüksek bir- çıkar bilmez, ocak reisinin emrine körü körüne itaati adeta farz bilir. Reis cahil olmuş, Genel Merkez cahilane işler görmüş, devleti batırmış, milleti mahvetmiş, ocaklı oraları düşünmez, düşünse de içini çeker, ah eder, of eyler, fakat yine ocaktan ayrılamaz, ocağa hizmetten, boyun eğmekten vazgeçmez.” (Ali Kemal, Sabah, 1 Aralık 1918)
Türk Ocakları CHP’den yaşlıdır, 1912’de kuruldu ve 1931’de CHP’ye devredildi. “Milliyetçilik” artık bir devlet politikasıydı, “ocağın” amacı artık CHP programına girdiği için aynı amaçla iki kuruma gerek kalmamıştı.
CHP, Türkiye’de siyasi parti adıyla kurulmuş en uzun ömürlü “ocak”tır.
Türkiye Cumhuriyeti’ni, o kurdu. Partinin temelleri Sivas Kongresi’nde atıldı. 9 Eylül 1923’te Mustafa Kemal tarafından, “Halk Fırkası” olarak resmen ihdas edildi. 1923 ile 50 arasında tam 27 yıl kesintisiz iktidarda kaldı. 1924 yılında başına “Cumhuriyet” kelimesi eklendi.
Mustafa Kemal, “Büyük Nutku”nu 1927’deki İkinci Kurultay’ında okudu. (“Nutuk”un en son baskısı 1938’de yapıldı. Atatürk’ün ölümünden sonra İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı döneminde bir daha basılmadı. DP Atatürk’ü sahiplenmek için kitabı zamana yayarak üç cilt halinde, birinci cildini 1950’de, ikinci cildini 52’de, üçüncü cildini 59’da bastı.)
1931’deki Üçüncü Kurultay’ında tüzüğü yenilendi, programına “altı ok” girdi. “Altı ok”lu amblemi, Köy Enstitüleri’nin “mimarı” İsmail Hakkı Tonguç tarafından tasarlandı. Amblem ilk defa 1933 yılında kullanılmaya........
© Habertürk
