Türkiyelilerin başarısı…
ANKARA’DA devletin en etkin isimlerinin beklenildiği gibi, 47 yıldır varlığını sürdüren, 41 yıldır da silahlı eylem yapan terör örgütü PKK kendini feshedecek.
Hem de bu fesih, şartsız, koşulsuz, uluslararası bir başka aracıya ihtiyaç duymadan, kendi liderliği tarafından gerçekleştirilecek…
Bu da silahlı eylemden başka yol olmadığını ileri süren PKK ile terörle mücadelede tek çözümün silah olacağı ilkesini savunan devlet aklının birlikte gerçekleştirdiği paradigma değişimi sayesinde olacak.
TAM 32 YIL SONRA
Şunu kabul edelim ki bu süreç, 1993’ten bu yana denen çözüm veya demokratik açılım süreçlerinin dışında bir yöntemle, 32 yıl aradan sonra son buluyor.
Bugüne kadar düşman gruplarda yer alan MHP ve DEM bu süreçte önemli işler başardı; süreç konusunda tek dilde bütünleşti…
Özellikle MHP ve lideri Devlet Bahçeli’nin süreçteki rolü ise hepsinden kıymetliydi; zoru başardı.
PKK’nın lideri Abdullah Öcalan da uzun yıllar kaldığı cezaevinde hükmünün yok olduğunu ileri sürenleri şaşırttı; merkezdeki etkin gücünün bir kez daha ispatladı.
BAHÇELİ, ADIMIYLA DEVLETİN PARADİGMASINI DEĞİŞTİRDİ…
Yukarıda da belirttiğim gibi bu süreçte siyasetini terörle mücadele üzerine yerleştirmiş MHP lideri Devlet Bahçeli’nin hasta yatağında dahi katalizörlük rolünü üstlenmesi çok kıymetliydi.
Nitekim yıllarca MHP ile aykırı kulvarda siyaset yapmış, muhalefet milletvekili Mehmet Emin Ekmen’in kısa süre önce kaleme aldığı, Haberturk.com sitemizde de yer verdiğimiz Bahçeli değerlendirmesindeki sözleri de bunun en iyi kanıtı…
Çünkü bu süreci, 1993, 2009, 2011 ve 2013 akametle sonlananlardan farklı kılan bir zemini var.
O da kabul edelim ki MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından inşa edildi.
Dünyada terör örgütlerinin kendini feshetmesinde uyguladığı yöntemlerin ötesinde literatüre girecek atipik bir örnek oluşturdu…
Ekmen’in de altını çizdiği gibi, MHP’nin terör örgütünün kurucu lideri Öcalan’a doğrudan yaptığı çağrı, TBMM kürsüsünde konuşmaya daveti sürecin aleniyetini sağlayan önemli bir adımdı…
DEM partiye verdiği referans da onun muhataplığını legalleştirdi; yeni bir paradigmanın doğmasının yolunu açtı.
Bahçeli, bunu yaparken muhalefetin kabulünü de sağladı, CHP’nin sürekli dile getirdiği “sorunun çözüm adresinin TBMM olması gerektiğine” ilişkin görüşleri Türkgün Gazetesi’ndeki yazılarında vurgulayarak bir zamanlar millet ittifakı diye anılan kesimin de sempatisini kazandı…
Bunlar terörle mücadelede yeni bir aşamaya geçildiğinin de ilanı gibiydi…
“Toplumsal rıza…”, “demokratikleşme ve reform paketleri”, “siyasi alanın genişlemesi”, daha ilerisi, Anayasa’da yer alan Türklük kavramına benzer şekilde, “vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes eşittir” cümlesini kurması bu paradigma değişikliğinin en önemli verisini oluşturdu.
Bahçeli, bir milliyetçi parti için en zor olanı başardı; çıkışı olası muhalefet hareketlerini de baştan eleminize olmasına yol açtı.
Dile getirdiklerinin, Kürt kökenli birçok sivil toplum örgütünün düne kadar dillendirdiği cümlelere benzer olması da karşı mahalledeki kabulü arttırdı…
İMRALI HEYETİNİN GAYRETİ VE BAŞARISI
DEM Parti yöneticileri ve biran önce iyileşip şifa bulmasını dilediğim Sırrı Süreyya Önder’in de içinde bulunduğu İmralı heyetinin süreçteki tutumları da önemliydi…
Geçmişteki gibi içinden aykırı seslerin çıkmasına, görüşmelerin herhangi bir yerinde olmayanların şov yapmasına fırsat vermedi.
Kerameti kendinden makul bazı örgütlerin veya kişilerin şart inşa etmesine, akıl sürmesine de olanak tanımadı…
Bu noktaya sonuçta el birliğiyle gelindi.
CHP de önemli bir görev üstlendi; içindeki ulusalcı kesimin sesini bastırdı.
Sürecin çalışmasına güçlü destek vaat etti; sergileme olanağı da buldu…
EL BİRLİĞİYLE BAŞARILDI…
Başta MİT Başkanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü olmak üzere, devlet kurumlarının ortak aklı, siyasetin........
© Habertürk
