menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

CHP'de, "nomenklatura" vedası…

48 0
06.04.2025

TÜRKİYE siyasetinde son dönem sayıları oldukça arttı.

Etkileri, sahip oldukları gücünden veya bilgisinden daha yüksek; sesi, bilgi birikiminden daha güçlü çıkan, despot, her konudan anlayan kitleden söz ediyorum…

Partilerin dışına çıktıklarında veya ardındaki siyasi destek çekildiğinde ise ne denli hazin duruma düştüklerine her dönem tanıklık edilen kesim sözünü ettiğim…

“Nomenklatura” diye tanımlanan, eski Sovyetler Birliği ve Doğu Bloku rejimlerinde oldukça fazla bulunan şahsına münhasır, kalantor, kilit idari görevleri elinde tutan kesimlerden bahsediyorum…

Modern dünyaya özgü yapılar olmadıkları için Sovyetlerin yıkılması sonrasında, Doğu Bloku ve Çin dahil bir çok yerde silinip gitmiş olsalar da genetik kalıntıları devam ediyordu.

ORTANIN SOLU İLE BAŞLADI

CHP’de de varlıklarına çok sık rastlandı; sanki onlar olmazsa parti yönetilemeyecekmiş gibi bir algı ile her yönetim erkinin içinde muhakkak yer aldı…

Yarattıkları kıstaslar da belliydi, ailenin veya kökenin CHP’den gelme şartını taşıması önceleniyordu.

Muhakkak sol veya sosyal demokrat bir yapıdan gelmiş olması da kaçınılmaz bir zorunluluk olarak kabul görüyordu.

Ayrıcalıklı zümreyi temsil ediyorlardı…

Durum böyle olunca partiler de toplumsallaşma sorunu yaşıyor, kitle partisi olmaktan öteye gitmekte zorlanıyordu.

Bu yapıyı CHP’de ilk kıran da Bülent Ecevit oldu…

Meydan Savaşına adı vermiş, Kurtuluş Savaşı’nın en önemli komutanlarından İsmet İnönü’yü Kurultayda yenme başarısını gösterip oturduğu liderlik koltuğunda “ortanın solu” kavramıyla partiyi diğer kesimlere açtı…

CHP’NİN ESTABLİSHMENTLERİ

Bolşevik anlayıştan gelen nomenklatura olarak tanımlanan ayrıcalıklı zümreden bir nebze kurtaracak damar yolunu ilk açan kişilerden biri oldu…

Güven veya Demokrat partilerdekilere yapıldığı gibi "ne yapalım giden gider..."bakışının ötesinde bir anlayışı CHP'ye hakim kılmaya çalıştı...

CHP’nin “establishment” olarak betimlenen zümresinden bir nebze uzaklaşmayı sağlarken, az eleştiri bombardımanına da tutulmadı değil…

Ancak partiyi iktidara taşıyan bu açılım CHP’ye oy veren kesimlerde takdir topladı.

Ecevit sonrasında Baykal döneminde de CHP ayrıcalıklı zümreyi uzaklaştırıp, merkez parti olma yönünde önemli adımlar attı; merkez sağ içinden gelenleri de örgüte çekmek için adım atmaktan çekinmedi.

Kılıçdaroğlu daha ileri bir adımla, merkez sağı siyasetinin ortak paydası haline getirdi; bugün bazılarının........

© Habertürk