"Yangın Duvarı…" yıkılınca…
ÇOK uzak değil, beş yıl önce “Trumpizm”in Avrupa’yı, özellikle de Almanya’yı etkisi altına alacağından söz edilse, buna inanan sayısı bir elin parmağını geçer miydi?
Son yaşananlar Trump’ın başta “göçmenler” olmak üzere popülist politikalarının, kozalak yangını gibi Avrupa’ya da sıçradığının delili…
Macaristan, Avusturya’nın ardından, “kesin orada olmaz” sanılan Almanya’da da geçerli olabileceğini sergiledi…
Oysa bu çağın bilge ismi, siyaset bilimci Francis Fukuyama, Berlin Duvarı yıkıldığında, “Soğuk Savaş’ın bittiğini ve ülkeler arasındaki sınırların resmi olarak var olmaya devam edeceğini, ancak öneminin kalmayacağını” savunuyordu…
Beklediği gibi olmadı, bir diğer ABD’li bilim insanı Arjun Appadurai’yi haklı çıkardı.
“Etnik kimlik kurmacasının en büyük sorun olacağı” teziyle ne denli öngörülü olduğunu gösterdi…
“Almanya’da olmaz” denilenlerin gerçeğe dönüşmesine ramak kaldı…
Merkez partilerin, aşırı milliyetçi politika sahibi partilere, özetle Nazizm karşı oluşturduğu “yangın duvarı” yıkılmaya başladı…
ÇAĞIN EN DEVRİMCİ HAREKETİ
Bütün bunların nedeni de öteden beri savunduğum bu çağın en devrimci hareketi olan göç…
Çünkü karşı devrimi de yaratıyor.
İktidarlarını değiştiremedikleri için topraklarını değiştiren kitleler, kendilerini rahatsız etmeyeceğine inandıkları ülkelere yöneliyor…
Daha çok da zengin ülkeleri tercih ediyor; Gayri Safi Hasılalarını paylaşmanın çaresini arıyor…
Çünkü insanlar bu çağda Gayrı Safi Milli Hasılaları kadar mutlu…
Bu kıymete sahip ülke halkları da kendisini mutlu kılan zenginliğin başkalarının gelmesiyle azalmasından korkuyor; direnç sergiliyor.
Bu da ister istemez o ülkelerde ötekine kapalı, savunmacı tutumun üremesine, olmaz denilen gelişmelerin yaşanmasına, kısaca karşı devrime yol açıyor…
Almanya’da bir süredir yaşanan da bunun ötesinde değil…
SEÇİME İKİ HAFTA KALA
Almanya, Sosyal Demokratların liderliğindeki koalisyonun yıkılması........
© Habertürk
