menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yeni Superman hayırlı olsun

69 0
11.07.2025

Süper kahraman deyince akla önce onun ismi geliyor. Aslında, Amerikan çizgi roman dünyasındaki ilk süper kahraman değil. Sinema tarihine baktığımızda, ondan önce başka kahramanlar olduğunu görüyoruz. Ama en popüler süper kahraman hâlâ o. Çünkü özellikle çizgi roman yayıncılığında, janrın gelişmesinde ve yaygınlaşmasında büyük katkısı var.

Çok tanınması, en sevilen kahraman olduğu anlamına gelmiyor kuşkusuz. Hatta, yeni kuşaklar için demode bir isim… İlk Superman çizgi romanının yayımlanmasından bu yana köprülerin altından çok sular aktığını, janrın zaman içinde çok değiştiğini, süper kahramanın nerdeyse kelime anlamını temsil eden Superman’in ise özünde çok fazla değişmediğini unutmamak gerek.

Tüm bunlar, herkesi memnun edecek bir Superman filmi yapmayı zorlaştırıyor. Üstelik, James Gunn’ın yazıp yönettiği, hikâyeyi yeni baştan ele alan “Superman”den beklentilerin yüksek olduğu aşikâr. Çünkü janrın geniş kitleleri yakalamakta zorlandığı, bilet satışlarının giderek düştüğü bir dönemden geçiyoruz. Ayrıca, sadece bir “Supermen” reboot’u değil; DC Comics’in Marvel Sinematik Evreni’ne karşı başlattığı yeni DC Evreni’nin ilk filmi olma gibi bir özelliği de var.

Marvel için çektiği “Galaksinin Koruyucuları” (Guardians of Galaxy) serisiyle tanınan, DC Comics için “The Suicide Squad”ı (2021) çeken James Gunn’ın, tüm bu beklentileri karşılayıp karşılamayacağını öngörmek, şu an için kolay değil. Kendi adıma ilk söyleyebileceğim, Gunn’ın, “Çelik Adam”dan (Man of Steel - 2013) ve o filmle başlayan Genişletilmiş DC Evreni’nin bütününden hayli farklı bir işe imza attığı… Hem de her açıdan…

Zack Snyder, “Man of Steel”de Christopher Nolan’ın Batman Üçlemesi ile janra getirdiği trajik derinliği sürdürme gayesiyle yola çıkmıştı. Senaryo yazarı da Nolan’dı zaten. Genişletilmiş DC Evreni’nde seyrettiğimiz diğer Superman ve Batman filmlerinde de aynı karanlık ve trajik ton vardı. Gunn ise Nolan ve Snyder’ın kurduğu bu yapıyı ve trajik tonu tümüyle terk ediyor. Kendi yazıp yönettiği süper kahraman filmleri dahil son 25 yıldaki yaklaşımı boş verip janrı farklı şekilde ele alıyor. Daha çok 1978’deki “Superman” ile başlayan ilk seriyi akla getiriyor. Bu filmde David Corenswet’in canlandırdığı Clark Kent / Superman de duruşu, hali ve tavrıyla Henri Cavill’den ziyade Christopher Reeve’e daha yakın.

Hikâyeye ve temelindeki fikirlere baktığımızda ise önceki tüm Superman filmlerinden ayrışan bir senaryo var. James Gunn, Krypton’dan Yeryüzü’ne geliş, bebeklik, çocukluk ve gençlik gibi dönemleri bir yana bırakıyor. Orijin hikâyesiyle çıkmıyor karşımıza. Superman’in Lex Luthor karşısında uğradığı ilk büyük yenilgisinden başlatıyor filmi.

Tüm dünyada süper kahraman olarak........

© Habertürk