menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

GPS'in götürdüğü yere git

39 0
sunday

“Büyük, Cesur ve Güzel Bir Yolculuk” (A Big Bold Beautiful Journey), “romantik fantezi” türünde bir film… Fantezi veya fantastik, hikâye çeşitliliği açısından hayli geniş alana yayılır. “Romantik fantezi” de tanıdık kuralları, şablonları olan bir tür değildir. Basit ve açık tanımla aşkın öne çıktığı her fantastik filmi söz konusu alt janra dahil edebiliriz. O yüzden, bu etiketin altındaki filmleri karşılaştırmak zordur.

Senaryosunu Seth Reiss’in yazdığı, Kogonada’nın yönettiği “Büyük, Cesur ve Güzel Bir Yolculuk” da daha önce seyrettiğimiz fantezi romansları pek akla getirmiyor. Filmin göze çarpan ilk artı puanı bu. Yani, orijinalliği… Tabi, hikâyeyi sevmeniz koşuluyla…

İlk başlarda hikâyeye hemen ısındığımı söyleyemem. Filmi fantastiğe bağlayan unsur, zorlama; mizah duygusu ise soğuk geldi. Ama süre ilerledikçe “Büyük, Cesur ve Güzel Bir Yolculuk” ilgimi çeken bir filme dönüştü. Takdir ettiğim nokta, fantastik hikâye örgüsünü gerçekçi karakter psikolojileriyle birleştirme çabasıydı. Tam olarak ne kast ettiğimi anlatabilmek için önce hikâyenin gerçekçi, sonra da fantastik kısmından söz etmem gerek.

Tuhaflıklarla dolu açılış sekansını pas geçersek, asıl hikâye kadın ile erkeğin şehir dışındaki bir düğünde karşılaşmalarıyla başlıyor. İkisi de bekar. Flört etme, yakınlaşma fırsatı bulduklarında aralarındaki çekimi hissediyoruz. İlk yakınlaşma şansını Sarah (Margot Robbie) yok ediyor, erkeğin yanından aniden uzaklaşıp gidiyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde gelen ikinci fırsatı ise “Ben dans etmem” diyerek yerinden kıpırdamayan David (Colin Farrell) harcıyor. Hikâyeyi onun gözünden izlediğimiz için David’in sonra pişman olduğunu görüyoruz ama sonuçta geceyi ayrı geçiriyorlar.

Filmin fantastik ve romantik bağlamını bir yana bıraktığımızda, gerçekçi bir tanışma sekansı bu… Sarah, ilk anlardan marazi ve negatif yanlarını gösteriyor; “Benden uzak dur, yoksa incinirsin” diyor. David de egosuna söz geçiremiyor. Duygularını bastırıyor ve Sarah’nın güçlü kişiliğinden çekiniyor. İkisinin de duygularından korktuğu açık. Birbirlerinden o kadar etkilenmeseler, tek gecelik ilişki yaşama ihtimalleri belki daha yüksek. Kaldı ki, Sarah o geceyi hiç önem vermediği bir erkekle geçiriyor.

Filmin geri kalanında olup bitenler, sadece bir yakınlaşma süreci değil; Sarah ve David’in o gece neden yakınlaşamadıklarına verilen bir yanıt aslında. Birçok romantik komedi filminde, ilişkinin gecikmesi çok inandırıcı durmasa da seyirci olarak durumu idare ederiz. Burada ise fantastik gelişmeler geçmiş hikâyeleri tümüyle ortaya çıkardığında, Sarah ve David’in,........

© Habertürk