Her şeyin üstüne soğuk su içebilirim! Bir deyim olarak söylemiyorum bu benim hayattan kendi payıma aldığım küçük zevklerimden biri… Evet, öyle büyük mutluluklar peşinde koşmayı bırakalı çok oldu. Günün sonunda Sylvester değilim; hiç yakalayamayacağımı bile bile Tweety’nin peşinde ömrümü tüketmekten vazgeçeli çok oldu. “Hayat onu ne hale getiriyorsak odur…” diyen Pessoa’nın izinden gidiyorum. Küçük, küçücük mutluluklar biriktirerek hayatım ben ne istiyorsam o olsun diye uğraşıyorum… İşte ‘soğuk su’ da bu küçük mutluluklardan biri!"Soğuk suyun mutlulukla ne alakası var” diyebilirsiniz. Altı üstü bir bardak buz gibi su işte! Ama kendimi bildim bileli soğuk suya zaafım var. Yaz ya da kış fark etmez; bir kış günü havanın eksi bilmem kaç derece olmasıyla, kavurucu sıcağın insanın düşüncelerini buharlaştırdığı bir ağustos akşamı arasında fark yok benim için... Buzdolabından buz gibi bir bardak su mutlu olmam için yeter de artar bile. Ha sanılmasın ki su içmeyi seven biriyim aksine günlük iki litre su içmek benim için bir tür ütopya! Hepi topu günde iki-üç bardak su içiyorum onların da buz gibi olmasına özen gösteriyorum. Juan Ponce de Leon’un ömrünü adayıp bulamadığı ‘gençlik pınarı’ benim için buz gibi bir bardak soğuk su işte... SOĞUK SU HAYAT ENERJİSİ DENGESİNİ BOZABİLİYORMUŞ!........

© Habertürk