Mükemmel bir günün formülü bulundu
Sevdiği kadınla hayvanat bahçesinde hayvanları besledikten sonra sinemada bir film izleyen ardından da eve giden Lou Reed, geçirdiği zamanı, o harika şarkısında, “Seninle birlikte geçirdiğim harika bir gün…” diye tanımlıyor. Reed’in anlattığı, kendisine kendisini unutturan tüm o basit şeyler sevdiği kadınla daha anlamlı bir hal alıyor; birçok insanın ‘sıradan’ olarak niteleyebileceği ‘o gün’ onun için “mükemmel bir gün” oluyor. Böyle mükemmel bir gün hatırlıyorum… 7 yıl önce, Züleyha’yla, Londra’da bir parkta çimlerin üzerine uzanmış sustuğumuz bir gün. Hayatımın en mükemmel günlerinden biriydi. Önceki gün işten çıktım, Kabataş’a yürüdüm… Nazım Hikmet de benimle beraber yürüyordu: “ve ben
neden
bahar geldi de hâlâ
muşambası kopuk
kara bir koltuk
gibi oturmaktayım?
Kasketini kendi kendine giydi kafam,
fırladım matbaadan
sokaktayım.
Yüzümde mürettiphanenin
kurşunlu kiri,
cebimde 75 kuruşum var.
HAVADA BAHAR...”
ZAMANIN HAVASI İSTEMESEK DE HAYATLARIMIZIN İÇİNE SIZIYOR
Ne kafamda bir kasketim vardı ne de yüzümde mürettiphanenin kurşunlu kiri ama ‘havada bahar’ yanı başımdaydı Motora atladım, Kadıköy’e doğru giderken Lou Reed kulağıma fısıldıyordu: “Sadece mükemmel bir gün…” Her gün gittiği aynı parkta, aynı bankta oturup gökyüzüne uzanan........
© Habertürk
